2 Kasım 2009 Pazartesi

ISPARTA, DÖRDÜNCÜ KEZ, SONRASI (02.11.2009)

Perşembe gerçekleşmesi beklenen buluşma çarşamba öğleden sonrası sürpriz bir şekilde gerçekleşti. Geçen karşılaşmamızda ikimiz de birbirimize sokak ortasında sarılmamış ve oturur oturmaz birbirimizi bundan dolayı suçlamıştık. Bu sefer öyle olmaması için ben hemen sarılsam da sanki bunu boşa yapmıyormuşum gibi hissettim.
Bir kız arkadaşımın evinde sohbet ederek hasret giderirken daha ilk dakikalardan itibaren beni suçlamaya başladı. Nefes almadan, söz hakkı tanımadan benim nasıl da onu hayal kırıklığına uğrattığımı anlatıp durdu. Sonra kızmaktan yoruldu ve ben daha yakından geldiğini zannetsem de bu sekiz saat sürecek ve çok azını yalnız geçirebileceğimiz buluşma için 1466 kilometre yol kat ettiğini/edecek olduğunu itiraf etti. Üçümüz çıkıp yemek yedikten sonra eve dönüp içmeye başladık. O, özel durumundan dolayı çok az içebildi ama sarhoş olmaya dünden hazırdık hepimiz.
Ayrıntılarda boğulmak işten olmasa da arkadaşımın ona aşk ile ilgili sorduğu soruya tereddütsüz “bir kez âşık oldum, o da Serkan’a” diye yanıt vermesi beni aylardır yaşadığım köyde içinde bulunduğum arzu nesnesini elde etmeye-etmemeye çalışma çalışmalarım-krizlerim hakkında çok kısa bir süre düşünmeye itip sonuca ulaştırdı. Gerçek aşkı yakaladığım biriyle Türkiye yüzünden bir araya gelememiş ve gidip bir öküze (her anlamda) arzular beslemiştim. Aptalcaydı, gereksizdi, saçmaydı. Neyse ki bitti.
Gitmeden önce Isparta’ya sarıldığım o kısıtlı anda gözlerim doldu. Ne kadar kıymetli bir şey yapabildiğimi fark ettim. Birine sekiz yıl büyük aşk beslemiş ve elini bile tutamadan onu kaybetmiştim. Bir buçuk yıl önce başlayıp sekiz ay süren ikinci aşkım Isparta’ya ise dört görüşmemiz toplamında bu ikinci sarılmamdı. 26 yaşında bir erkek olarak âşık olduğum birine ikinci kez dokunabiliyordum ve üçüncü seferin olup olmayacağı çok büyük bir soru işaretiydi. Ne kadar paha biçilemez ve elde edilemez olduğunu görmüyor musunuz?
Ertesi gün büyük bir alışveriş merkezinde bir arkadaşımla alışverişe verdik kendimizi, yine. Network mağazasında kıyafet bakarken ağlamaya başladım. Herkesin ortasında, olabilecek en soğuk dekorasyona ve robot ışığa sahip mağazada en duygusuz ürünlerin arasında, durup dururken. Dün gece ellerime konup hemen ardından kayıp giden duygular üzerime çökmüştü.
Evet, 2008 Haziranında birine âşık oldum. Evli ve o zaman 1 şimdi 1,8 çocuklu birine. Karşılıklı olması dâhil, her yönüyle ilkti. Kimseye zarar vermemek için onun isteği ile kendimizi mutsuzluğa mahkûm ettik ama unutamadık. O benim daha şanslı olduğumu düşünüyor çünkü benim için hala aşkı yeniden bulmak gibi bir fırsat varmış.
Okudunuz ve beni karılarınızın kocalarınızın sevgililerinizin rahat güvenli ve normal(!) ilişkilerinizin çerçevesinden yadırgadıysanız defolup gidin hayatımdan. Nasıl olsa dünyada arkadaş olabileceğiniz bir sürü başka insan var, bana ihtiyacınız yok. Benim de at gözlüklü yaşam tembellerine…

1 yorum:

  1. gerçekten neler olmuş neler bitmiş hayat paylaşımı nekadar azaltmış aslında suçu hayata atarak vicdan rahatlatmasam iyi olur yazılarını her okuduğumda kendime kızıyorum hayıflanıyorum ama sonra yine devam ediyorum kaldığım yerden...üzgünüm.... ama seni alkışlıyorum...

    YanıtlaSil

2023 - Kalan 6 Ay

Temmuz, on beş ay sonra spor salonlarına döndüğüm ve eğer bir kaza bela olmazsa, nasıl öleceğimi de öğrendiğim ay oldu. Bunun getirdiği duyg...