6 Kasım 2010 Cumartesi

TOY STORY 3 (2010) by LEE UNKRICH ***-



1995 yılında John Lasseter’in “oyuncaklarımız biz onları yalnız bıraktığımızda ne yapar” sorusundan yola çıkarak Pixar çatısı altında hikâyesini yazıp yönettiği ilk “Oyuncak Hikâyesi” filmi hem yaratıcısının hem de şirketin tüm dünyada tanınıp saygı görmesini sağladı. 3 dalda Oscar adayı olan yapımın dört yıl sonra gelen devam filmi ilki kadar beğenilmese de hayranları devamının gelmesine sevinmişti.

On beş yıl sonra gelen üçüncü ve planlanan son bölüm; üzerinde oldukça çalışılmış bir senaryoya sahip. Eski karakterlerine bolca vakit ayırmasının yanında 103 dakikalık süresini yeni karakterlerine de adilce paylaştırıyor. Örneğin; çocuk yuvasındaki tek gözü hasarlı ağlayan bebek, Chucky ile birlikte tüm zamanların en ürkütücü oyuncağı olmaya aday.

Film bildik renkleri içinde eski dostlarımızın sırayla arz-ı endam ettikleri beş dakikalık bir hayali oyun sahnesiyle açılıyor. Seyirciyi duygusal anlar başlamadan filme adapte etme amacı güden bu giriş belli ki Pixar’ın bir yaz filmine imza attığının farkında olmasından kaynaklanıyor.



Filmin öyküsü kısaca şöyle: Andy’nin büyüyüp üniversiteye gidecek olması nedeniyle oyuncaklara ne olacağı meçhuldür. Üniversiteye götürmek için sadece Woody seçilmiştir ve geriye kalanları tavan arası ya da yuvaya bağışlanma seçenekleri beklemektedir. Yanlış anlaşılma sonucu çöpe giden oyuncaklar Andy’e kırılır ve daha fazla oynanacaklarını düşündükleri bir kreşe kendileri atarlar. Oysa burada acımasız bir düzen vardır ve upuzun eve dönüş maceraları başlar.

Animasyon konusunda artık rakip tanımayan Pixar’ın yine ne kadar başarılı bir iş çıkardığı söylemeye lüzum yok. Ancak sahne tasarımındaki başarı bu filmde öncekilerin de ötesine geçmiş duruyor. Teneffüsten dönen bebeklerin kreşte yarattıkları kaosun kısacık zamanda verilişi, Prison Break(2005-2009) dizisini kıskandıracak hapishaneden kaçış sahneleri, palyaçonun sesinden dinlediğimiz flashback, cinselliği tartışmalı Ken’in Barbie ile yalnız kaldığı anlar ve şehir çöplüğünde geçen finalin tamamı alkışlık.

İlk iki filmi izleyenlerin fazladan zevk alacaklarını tahmin ettiğim film, Andy ile birlikte oyuncaklara veda ettiğimiz duygusal finaliyle üçlemeye oldukça başarılı bir nokta koyuyor diyebiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

2023 - Kalan 6 Ay

Temmuz, on beş ay sonra spor salonlarına döndüğüm ve eğer bir kaza bela olmazsa, nasıl öleceğimi de öğrendiğim ay oldu. Bunun getirdiği duyg...