Kapı çaldı, kargo geldi, aç DVD paketlerini, koy rafa. Zamanı
gelince yazarsın. Yazar oldun ya duygularını kaybederken. Kıçımın yazarı. Eski
yazdıklarına bak. Ne kadar içten. Şimdi boşsun. Hem beynin hem için boş. Ne
zaman yeni bir şey öğrendin? Sağlık saçmalıklarından bahsetmiyorum ki onları da
ne kadar aklında tutabildiğin ortada. Nerede o keskin zekân? Nerede insanları
yönlendirme yeteneğin? Nerede yalan bankan? İnsan kalmadığı için çevrende,
olabilir mi? Ayda yılda bir uzaktan arayan, eski heyecanı vermeyen eskiler
dışında kimin var, İstanbul’a koştuğunda komşun yaptığın insanlar dışında?
Onlarla ne konuştun en son? Ne alacağınızı, ne yiyeceğinizi, nereye
gideceğinizi. Başka? Ne hissettiğinizi konuştun mu? Onlar anlattı mı? Seni
eskisi kadar seviyorlar mı? Tek düşündükleri günü geçirmek mi? Tek düşündüğün
bu mu? Ev boş olsun, biri gelsin, öğrendiğin tüm hareketleri uygula ve gönder.
Duştan çıkar çıkmaz yenisine bakmaya başla. Ne oldu senin aşk adamlığın? Sekiz
yıl elini bile tutmadan sevdiğin kişi? Onu mu suçlayacaksın bunun için? O kadar
bekledin ki, şimdi önüne gelenle… Öyle mi? Yazık. Fakir edebiyatı. Gir internete.
Bak bakalım ne satın alabilirsin. Kargo gelsin. Elektronik, protein tozu. Toz
demişken, içtin mi bugün yeterince? Spor saatin gelmedi mi? Başla bakalım. Ser
Ebru Şallı’yı yere. Çıkart demirleri, tak birbirine, ezbere bilmene rağmen bak
programına. Bir daha bak. Hepsini yaptın mı diye OKB gibi bak da bak, bak da
bak. Aman atlama. O sırada yabancı spor dergilerini de oku iPad’den, ohh mis.
Başka bir halt yemene ne lüzum var. Geliştir vücudu, 30 yaşına gelmiş olmakla
savaş. Ömrünü uzatmaya bak. Sülalendeki erkeklerin 50’sini görmeden ölüşüyle
ilgili bir iki espri de patlattın mı, belki eskisi kadar zeki görünürsün. Hep
eski halinden yemiyor musun zaten. Yeni bir İngilizce kelime öğrendin mi son 5
yılda? Yeni bir ülke gördün mü? Bırak şimdi, yeni bir şehre gittin mi annesiz?
Anne konusu. Mağdur olma vakti yani. Bırak şimdi. Bir bok değilsin. Olma
potansiyelin vardı ama değerlendiremedin. Doktor oldun Allah’tan. Annene
teşekkür et. Bundan sonra ne kadar işe yaramaz bir adam olsan da aç kalmazsın.
Patronun olmaz, işsiz kalma korkun olmaz, vasatın üzerinde para kazanırsın her
türlü. Kendini geliştirmene de gerek yok, ağzın iyi laf yapıyor zaten. Herkese
ilgini de kaybettin. Çalışır yer takılırsın. Sahi, hepsi mi kötü bunların?
Neden aramıyorsun kimseyi. Sıkıcılar mı. Spor yapmak daha mı eğlenceli. Film
izlemek. Kendi başına olmak, biriyle olmaktan daha mı iyi, o kişiyi
sikmiyorsan? Ne yapacaksın bu kadar yalnızlığı? Günlerdir Maraş’tasın. Kim
aradı nasılsın diye? Belki de bu yeni gelmedi başına. 2,5 yıl önce Megapark’a
başlarken de bu kadar yalnızdın. Ama goy goy yapan hemşireler, çıkarcı şerefsiz
mümessiller derken fark edemedin. Çevrende ne itlik yapsan alkış çalacak
kalabalığın vardı. Çünkü gücün, paran vardı. Kim sallıyor şimdi seni? Bir iki
iyi kalpli hemşire hala arıyor ama nerede diğerleri? Nerede üç öğün yemeğe
çıkmak için randevu almaya çalışan orospu çocukları? Zamanın tamamen senin.
Telefonunu kapatmana gerek yok. Kimse aramıyor. Havan batsın.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2023 - Kalan 6 Ay
Temmuz, on beş ay sonra spor salonlarına döndüğüm ve eğer bir kaza bela olmazsa, nasıl öleceğimi de öğrendiğim ay oldu. Bunun getirdiği duyg...
-
Başlığın bile yeterince şok edici olduğunun farkındayım. Günlerdir arabesk soslu aşk nidalarımı okumaktan sıkılmışsınızdır belki düşüncesiyl...
-
Yasemin Alkaya; bale eğitimi almış, konservatuar mezunu bir tiyatro sanatçısı olarak tanınıyor. Fotomodellik de yapmış ve bir kafe işletiyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder