10 Eylül 2011 Cumartesi
THOR (2011) by KENNETH BRANAGH **
Yirmi sene önce yazdığı, yönettiği ve başrolünde oynadığı “Henry V”in başarısı sayesinde hala Shakespeare uyarlamalarının gözde ismi olarak anılan Kenneth Branagh’ın “Sleuth/Ölümcül Oyun”dan dört sene sonra çektiği “Thor” bir çizgi roman uyarlaması. Marvel evreninden kopup gelen Şimşek Tanrısı’nın beyazperde macerasını neden yönetmek istediği sorusuna içinde bolca Shakespeare geçen bir yanıt veren Branagh’ın süper kahraman evreninde İngiliz edebiyatındaki kadar başarılı olamadığı ortada.
“Thor”un yarısından fazlası dünyamızın dışında geçiyor. Bu da filmin birinci sınıf özel efektlere ve yaratıcı arka planlara sahip olması gerektiğinin işareti. Oysa “Thor” bu iki konuda da sınıfı geçemiyor. Farklı evrenler, bu evrenlerin kendine has renkleri, dokusu ve canlıları var. Fizik kuralları bile farklı işliyor. Ancak yapım tasarımının ve animatörlerin 150 milyon dolarlık bütçeye rağmen işin altından kalkabildikleri söylenemez. “Avatar” beklemiyorduk belki ama çıta bir kere yükselmeye görsün işte.
Chris Hemsworth’ün ilk önemli rolünde başarılı olduğu söylenebilir. Avustralyalı aktörün rolü almasında vücut yapısının büyük yardımı olsa da Branagh sırtını buna dayamıyor ve oyuncusundan doğru düzgün bir performans alıyor. Natalie Portman’ın ise Oscar aldığı “Black Swan/Siyah Kuğu”dan sonraki her performansı malum filmle kıyaslanmaya mahkûm. Oyun gücünden çok sevimli mimikleriyle götürdüğü Jane Foster karakterinde hatırlanmayacak olsa da onu görmek her daim güzel. Anthony Hopkins de filmde üzerine düşeni yapanlardan.
“Thor”, Branagh’ın dokunuşuyla bomboş bir film olmaktan kurtuluyor. Kral baba, kardeş ihaneti, saray entrikaları ve ufak dozda bir aşk hikâyesi var. Çok şey anlatmaya çalışıyor. Hem “The Avengers”ın öncülü olup ona yol açmaya uğraşıyor, hem de ne gücü olduğunu bile çoğumuzun bilmediği –filmden sonra da tam anlamıyla anlaşıldığı söylenemez- Thor’u tanıtıp ondan sevilen bir film kahramanı yaratmayı deniyor. Filmin en büyük düğümünün sırf “Thor” yakışıklı diye çözülmüş olması gibi basitlikler senaryodan soğuturken, görsel atmosferin özensizliği heyecanı baskılıyor. Arada iyi öğeler olsa da, bütün vasatı geçemiyor.
Kapanış jeneriğinin ardından gelen Joss Whedon imzalı ek sahne 2012’de sinemalarımıza gelecek “The Avengers” projesinden. “Toy Story/Oyuncak Hikâyesi” filminin senaryosu ile Oscar adayı olan; “Firefly”, "Buffy The Vampire Slayer”, “Angel” ve “Dollhouse” hayranlarının yakından tanıdığı Whedon’un muhteşem bir kadroyla hazırladığı filme giriş niyetine de izleyebilirsiniz “Thor”u.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2023 - Kalan 6 Ay
Temmuz, on beş ay sonra spor salonlarına döndüğüm ve eğer bir kaza bela olmazsa, nasıl öleceğimi de öğrendiğim ay oldu. Bunun getirdiği duyg...
-
Başlığın bile yeterince şok edici olduğunun farkındayım. Günlerdir arabesk soslu aşk nidalarımı okumaktan sıkılmışsınızdır belki düşüncesiyl...
-
Yasemin Alkaya; bale eğitimi almış, konservatuar mezunu bir tiyatro sanatçısı olarak tanınıyor. Fotomodellik de yapmış ve bir kafe işletiyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder