24 Ağustos 2017 Perşembe

33. Yaşımı Ne Yaptım (İkinci ve Son Bölüm)

Yeni yılın ilk günlerinde istilacımın evime gelişiyle hayatım dayanılmaz bir hal aldı. Onu mutlu etmek için gösterdiğim çabaların bir onun, bir doğanın duvarlarına çarpmasıyla acınacak hale düştüm. Ne yapsam olmuyordu, gülmüyordu, memnuniyet kavramına ulaşamıyordum. Kötü diziler, kötü yemekler, kötü gezmeler, işyerinde mutsuzluk, sporda mutsuzluk, Almanca öğreniminde mutsuzluk, trafikte işkence, karda kışta işkence, aile içi işkence… Ne harcanan para, ne gösterilen ihtimam, ne kucak dolusu sevgi onu mutlu ediyordu; tek amacı beni tüketmekti. Kısmen başarılı oldu.

Şubat ayında Berlinale görünümlü Berlin ziyareti gerçekleştirdim. İlk defa bir çiftin odasını kiraladım, onlar da dünyanın en sevecen ikilisi çıktı. Yedirdiler, içirdiler, şişmanlattılar ama sonunda kesip yemelerine izin vermeden ülkeye döndüm. Berlin’e ikinci kez gitmenin bile fazla olduğuna kanaat getirdim, her gün (hem alkolden hem şımartılmaktan) sarhoş gezdim, dibine vura vura günlerimi geçirdim.

Döner dönmez !f İstanbul başladı. Festivalden festivale koşmak yormadı. Kötü beslenip, kötü filmler izleyip, iyi zaman geçirdim.

On mart günü hayatımın gidişatını tamamen değiştiren bir haber aldım. Annemin Alzheimer olduğunu öğrendim. Ve bir daha hiçbir duygu eskisi gibi olmadı.

Mart ayında üçüncü kez Amsterdam’a gittim. Bu kez Rotterdam ve Haarlem’i de gördüm. Müzeler, seksler, kavgalar, yağmur, çamur, Amsterdam…

Yıllar sonra Ankara’yı gördüm ve Türkiye içinde İstanbul dışında hiçbir yerde yaşayamayacağımdan emin oldum. Yıllar sonra askerlik yaptığım yerlerde yürüdüm ve Türkiye içinde İstanbul dışında hiçbir yerde yaşayamayacağımdan emin oldum.

Sonra İstanbul Film Festivali başladı. Ya rabbim ne çok festival olmuş, yazarken sıkıldım.


Yılın ilk 118 gününü yeni biriyle tanışmadan geçirmeyi başardım. Sonraki 30 günde 12 kişiyle tanışıp, 15’inciden aşırı etkilendim ve sinemada seks yapmayı bırakmaya karar verdim. 11 Haziran günü trenim bir kez daha ray değiştirdi.

Sakatlandım ve spor hayatım bitti. Normlara uyan sevgilimle ilişkim bitti. Ekstra çalışmakla işim bitti. Mabedim saydığım evimle işim bitti. Et yemekle işim bitti. Fuckbuddy’lerimle işim bitti. Yeni insan arayışlarım bitti. Sürüncemedeki flörtümle işim bitti. BDSM ile işim bitti. Kitap okumaz oldum. Protein alımım düştü. Dizileri izlemek için sezonun bitmesini beklemekten vazgeçtim. İlaç düşmanlığım tarih oldu. Alkol kısıtlamam sona erdi. Anneme karşı duyduğum suçluluk duygusundan arındım. Hiçbir şey olmaz gibi görünen günler, tüm rutinimi değiştirdi. Beni ben yapan prensiplerin birçoğu yıkıldı.

Son iki ay güzel geçti. Tek kelimem var son iki ayı tanımlamak için: Güzel. Bir şey güzel olunca anlatamıyorum. Nazar değecek diye mi acaba diyorum, değil. Güzel olan sıkıcı olduğu için mi, belki ama bu kez değil. Kendime saklamak istiyor değilim, haykırmak istiyor değilim. Fazla düzgün, fazla güzel, fazla sevgi dolu. Yüzünde sivilce olsa, sivilcesinden bahsedebilirdim ama güzele güzel demekten başka ne yapabilirim bilmiyorum. Güzellemeyi bilmiyorum. Belki şuna tıklarsanız biraz fikriniz olur.

1 Ağustos’ta parmağıma 1 ağırlık çöktü. (Sonra anlatırım dediğim.)

9 Ağustos hayatım boyunca en cesurca davrandığım gün oldu ve günlük yaşamım sonsuza dek, geri alınamaz şekilde değişti.

Ve yıllar sonra âşık oldum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

2023 - Kalan 6 Ay

Temmuz, on beş ay sonra spor salonlarına döndüğüm ve eğer bir kaza bela olmazsa, nasıl öleceğimi de öğrendiğim ay oldu. Bunun getirdiği duyg...