13 Ekim 2009 Salı
ANTICHRIST (2009) by LARS VON TRIER ***-
Lars Von Trier’in izlediğim bu on birinci filmi yine özgün, yine şaşırtıcı ve yine unutulmaz.
Bu, doğa üzerine bir film. İçinde hayvanlar, bitki örtüsü ve insanlar var. Baştan sona psikolojik çözümlemeler ve simgeler üzerinden ilerleyen film, insanın sağlıklı düşünme yetisini ister-istemez ya da bile-isteye kaybettiğinde sapkınlığının ne boyutlara gelebileceğini, iki elimizi kullanıp iki ayağımızın üzerinde durarak çevreye-çevremizdekilere neler yapabileceğimizi inceliyor.
Film, birçok Trier filmi gibi epizodik anlatım biçimi kullanıyor. Bu bölümler arasında iki temel tercih var. Birincisi; önsöz ve sonsöz kısımlarında kullanılan yoğun müzik eşliğindeki siyah beyaz stilize anlatım. Kulaklarımızın ve gözlerimizin yoğun ve estetik uyaranlarla meşgul edildiği bu sahneler porno görüntüleri ya da bir bebeğin ölümü gibi sert imajları beynimizin fazla rahatsız olmadan algılamasını sağlıyor. Elbette yönetmenin bizi rahatsız etmemek gibi bir derdi yok. Normal bir kurgu ve renk paleti ile müziksiz ilerleyen bölümlerde de ereksiyon halindeki bir penise kalasla vurmak ve sonrasında elle kan boşaltmak gibi kareler var. Aynı yatağın üzerinde birbiriyle konuşan iki insanın görüntüsünü farklı zamanlarda gerçekleşiyormuşçasına atlamalı kurguyla veren yönetmen, aksine bu şiddet ve seks yüklü sahneleri hiç kesmeye uğratmadan izleterek etkiyi katlıyor.
Bütün bir filmin anlattıkları hiç ilginizi çekmeyebilir. Psikolojik çözümlemelerden, terapist kocanın izlediği yoldan düpedüz sıkılabilirsiniz de ancak filmdeki büyük yönetmenlik, sinematografi ve oyunculuk başarılarını inkar edemezsiniz. İşte burada benim yıllar önce ayırmak zorunda kaldığım, bir filmin “teknik-sanatsal becerisini takdir etmek ve o filmi sevip sevmemeyi ayırt edebilmek” hususuna geliyoruz. İçerdiği mizansenler, bazıları afiş tasarımında da yer alan inanılmaz kareler, her anın etkisini kat kat artırabilen lens ve renk seçimleri ağzınızı açık bırakıyor. Sevmeme şansınız var, hatta yüksek ancak takdir etmeme şansınız yok.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2023 - Kalan 6 Ay
Temmuz, on beş ay sonra spor salonlarına döndüğüm ve eğer bir kaza bela olmazsa, nasıl öleceğimi de öğrendiğim ay oldu. Bunun getirdiği duyg...
-
Başlığın bile yeterince şok edici olduğunun farkındayım. Günlerdir arabesk soslu aşk nidalarımı okumaktan sıkılmışsınızdır belki düşüncesiyl...
-
Yasemin Alkaya; bale eğitimi almış, konservatuar mezunu bir tiyatro sanatçısı olarak tanınıyor. Fotomodellik de yapmış ve bir kafe işletiyor...
kesinlikle tartışılacak çok şey var ama takdir etmeden durmak imkansız keşke farklı senaryolardada böyle yönetmenlikler görsek...
YanıtlaSil