28 Ocak 2012 Cumartesi
GELECEK
Hem en iyisi olmaya çalışıyorum, hem en kötüsü. Tapılmak ama burnundan getirmek. Garip bir tekmeleme ihtiyacı var içimde. Her boku görüp geçirmişim de, ahkâm kesme yaşlarım gelmişçesine.
En sevdiğim dostum olması lazım kişiyle tek konuştuğumuz geleceği. Onun başına gelmesi beklenenler. Benim nerede olduğum önemsiz. Araya iki cümle sokabilirsem ne ala.
Bugün blogda 500. yazıya ulaşmama sevindim. Ne kadar yalnız olduğumun tesciline niye seviniyorsam.
Kimseyle derinleşememe hastalığından ağlıyorum. Ya da ağlayamıyorum çok uzun zamandır. Bu gece lise arkadaşımın düğününde geçirdiğim iki dakika gibi her şey. İnsanlardan kaçış. Ekranlara dalış. Yaş oldu 28. En güzel boyanmış trenlerin hepsi gitti. Şimdi sadece sevişirken midemi bulandırmaması kıstas. Anlatılamaz arzularım dahi sönük. 20’likler var etrafta. Aşktan, evlilikten bahseden. Arzularım var gözlerimi yaşartan. Söyleyemediğim. Söylenmeyen. Her yansımanın ardında bir giz var. Gizlemem gereken.
Ağlamak var şimdi. Doya doya ağlasam. İlgi çekmek için. Üzülme denilsin diye. Yalnızlığım 15 dakika daha şöhret getirse. Daha iyi yazdığım için değil. Yazdığım için değil. Para kazandırdığım için değil. İş gördüğüm için değil. Borç verdiğim için değil. Lisedeki halimi sevseler. Yeni kırılmış halimi. Parçalanmış halimi. Güçsüz. Elini uzatsa yine arkadan o/biri. Yıllar sürecek iyi-kötü günler başlasa yine. Sevsem. İçim soğuktan titremese şimdi. Acıdan olsa. Hissetsem yine. Eskisi gibi.
Başkalarının siyasi görüşlerinden seç-beğen ile uğraşmasam.
Tek gerçeğimle geçse günler. Oyuncular geçici olmasa. Uzakta durmasa. Gelse. Gitmese. İşi olmasa da, işi olsa da. Gitmese. Ekranları kapatsak. Okuduklarımızdan anlatsak. Gelecekten. Geleceğini sandığımız şeylerden. Dumbledore’un ölümünden. Albay’ın dertlerinden. Konsomatrisin güzelliğinden. Marlon Brando’dan. Yıldızlardan. Pancardan. 2012’de konuştuklarımızdan değil. Üzüntülerden değil. Hayallerden. Birbirimize olan aşkımızdan konuşsak. Özlemimizden. Birbirimizden. Dünya batsa koymasa. Biz iki sandalyede bir masanın etrafında. Senin cebinde para ve sigara. Benim milyon kere aynada bakmadan çıkamadığım görüntüm, sana geliyorum diye. Senin beynimi beğenmen. Çirkinlik ve güzellik üzerine şakalar. Apartman girişinde izinli öpücük. Hemen gelen asansör. Asansörde iletilen mesaj. Mutlulukla eve yürüyüşüm. Fotoğraflara bakmaya başlamam. Defterlere yazmaya doymamam. Yine yaşansa. Yine sen olsan tek sevgilim. Dağıtmasam. Kapıda duranlardan, yanıma gelenlerden, gittiğim şehirlerden sevdiklerim olmasa. Hepsine sende doysam. Sen 8 yılımı daha alsan.
26 ağustos gelse. Senaryomu okusan. Kendimden geçsem. Onaylanma ihtiyacımı yıldızlarla ifade etsen. 3,5 versen. Daha çekilmemiş haline. En yüksek notu alsam. Cesaretlensem.
Gelecek yıl için. Geleceğimiz için. Gelmeyeceğini bilmesem. Gelecek sansam. Gelse.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2023 - Kalan 6 Ay
Temmuz, on beş ay sonra spor salonlarına döndüğüm ve eğer bir kaza bela olmazsa, nasıl öleceğimi de öğrendiğim ay oldu. Bunun getirdiği duyg...
-
Başlığın bile yeterince şok edici olduğunun farkındayım. Günlerdir arabesk soslu aşk nidalarımı okumaktan sıkılmışsınızdır belki düşüncesiyl...
-
Yasemin Alkaya; bale eğitimi almış, konservatuar mezunu bir tiyatro sanatçısı olarak tanınıyor. Fotomodellik de yapmış ve bir kafe işletiyor...
Herkes geleceğinden mutlaka bir parça korkar ... Geleceğinden bu kadar umutlu olabilirken bu kadarda umutsuz olabilen nadir bir insansın... Tlf da konuşmanın ne kadar yoğun sıkıntılı zamanını alan birşey olduğunu söyledğinden beri arayamıyorum seni. aramak istesemde rahatsız olabileceğin veya zamanını boşa harcamışım gibi bi düşünceden dolayı yapamıyorum...
YanıtlaSil