14 Haziran 2009 Pazar

BU BÖYLE (14.06.2009)

Kendi kısırlığından bana bir kelime bile yazdıramayacağına inandığım dünkü çocuk. İçimde bu kadar büyümene izin vermemeliydim. Okumayacağını biliyordum. Göğsümü kabartmayacağını. Üniversite sınavını veremeyeceğini ya da belki hiç girmeyeceğini de. Çirkin bir kız çocuğuydun zaten. Bol oyuncaklı, bol arkadaşlı. Evcilik oynamayı sevmese de sokaktan gelmeyen. Doğduğun anda sevileceğini iddia eden binlerce şarkı dinlemiştim hakkında. Masaüstümde resminin olacağını söylemişlerdi ve ben de biliyordum aslında. İçimdeki kıpırtıya kanmamalı ve seni plastik bir balonla suya boğmalıydım. Kanların zaten pis halıma damlamalıydı ve Mrs.Wheeler gibi de ölmemeliydim senden kurtulacağım diye. Sana sahip olmanın yolu bu kadar alkollü bir gecenin sonunda sarhoş bitap bir hata sonucu olmamalıydı. Böyle gebe kalmamalıydım bu kadar yaramaz bir oğlana. Annen de bizimle olmalıydı bu süreçte. Seni büyütmek için arkadaşlarımdan yardım almamalıydım. Sen bu kadar mekonyumun içinde düşmemeliydin ellerime. İçimde ya da dışımda büyümenin bu kadar güzel olacağını görmemeliydim. Âşık olmamalıydım babama. Annem her akşam düzenli olarak aramasaydı belki şu anda aramaması beni yataklara düşürmezdi. Önceki aşklarım kadar uzaklarda olmalıydın belki de. Bütün numaralarımı sildirip tek dostum olmamalıydın. İş arkadaşlarıma daha fazla önem vermeliydim. Getirdiklerine bu kadar açık olmasam yaşadığım metropolün götümde patlama tehlikesiyle karşı karşıya kalmayacaktım. Bu kadar yaklaşmışken mesafe koymazdın belki. Okulların kapanmasına bu kadar ağlamazdım. Mezun olduğum son okul değildi nasıl olsa lise. Üniversitenin bitişi de etkilememişti zaten. Anlatmaktan yorulsaydım seni sana, ona, buna ve şuna, en çok da kendime ve yine sana. Dul bir kadın yapma telaşına girmeseydim seni. En büyük yönetmenle tanışmış kadar heyecanlanmasaydım. Oynadığım en zevkli oyuna alet olmasaydın bilmeseydin ipten nasıl atlayacağını. Askerlik anıların olmasaydı. Huzurevinden mektuplar atmasaydın. O kadar hızlı süremeseydin pembe iki kişilik bisikletini. Yemekten sonra yapılan şey o güzel ellerine bu kadar yakışmasaydı. İlkokulundan kalma tek el yapımı sanat eserini önüme koyup çizdiğin çöp adamlarla gurur duymasaydın. Ve bir sansür mekanizması olmasaydı televizyonda. Bunları internetten özgürce yayınlasaydım. Seni seviyorum, aşığım demek bu kadar kolayken duymak hiç’ten bir fazla olabilseydi… Şu anda ağlamazdım değil mi?

1 yorum:

  1. İzin verebilseydim ruhumun aldanmasına, aşık olsaydım ya da…
    Telefonum daha az çalsaydı ama bir dostum olsaydı yanımda…
    Küçücük bir kedi yavrusu için bu kadar ağlar mıydım "o" olsa hayatımda?

    YanıtlaSil

2023 - Kalan 6 Ay

Temmuz, on beş ay sonra spor salonlarına döndüğüm ve eğer bir kaza bela olmazsa, nasıl öleceğimi de öğrendiğim ay oldu. Bunun getirdiği duyg...