2 Ocak 2011 Pazar

TESKERE NASIL BIRAKILIR


Akşam saatlerinde TUS sınavında iki yıl önce derece yapmış ancak çalıştığı hastaneden oldukça memnuniyetsiz bir arkadaşımla konuştum. Evlilik, yeni bebek, istediği kadar öğrenememenin yükü derken canı iyice sıkılmıştı. Sonra evindeki 7000 DVD’yi koyacak yer bulamadığı için kirişlere denk gelmeyen duvarlarını yıktıran biri ile ilgili bir yazı okudum. Hesapladım, 100 bin TL’nin üzerinde tuttu. Sinema yazarıdır, bedava gelmiştir çoğu diyerek konuyu kapattım. Elektronik postalarımı kontrol ettim. İlaç firmalarından haber yok. Kolukısa’dan biri arayıp ne zaman geleceğimi sordu. Annesinin hastalığı için beni beklediğini söyledi. Sevindim ve 2 Şubat diye tarih verdim. Yatağıma uzandım. Askeriyede kalmanın nasıl bir şey olacağını hayal ettim. Şimdiki komutanları, çalışma koşullarını iyice gözden geçirdim. Nasıl bir hayatım olur, neler beni sıkar diye hep en kötüyü düşünmeye gayret ettim. Odamın duvarlarına baktım. 7000 DVD hayal ettim. O zaman dedim Kahramanmaraş çekilir. Hem, alacağım ne kaldı ki. İnternetten sipariş ederim. Yılda 1-2 kez Ankara’ya giderim. Spor da yapıyorum. Ankara takıntımı sorguladım. Neden orada yaşamayı bu kadar istediğimi. Hemen durdum. Küçük şehir insanı yutuyordu. Dün gece İstanbul aşığı arkadaşımın Maraş’a yerleşmiş olmasını tartışan ben, bu gece kendim için aynı şeyi düşündüm.

“Ütü masası kalkınca, dünyanın en güzel odası olmadı mı burası?”

Ocak sonuna kadar ilaç firmalarından birinde işe giremezsem, Kolukısa’ya da dönemeyeceğim için Kadınhanı Devlet Hastanesi acilinde pratisyen olarak çalışmaya başlayacağım. Sinir bozucu, uzamaz kısalmaz bir iş. Pratisyen olarak yaşlanmayacağıma da eminim. Ne olacak, 1 yıl ders çalışıp 5 yıl uzmanlık okuyup 2 yıl daha mecburi hizmet mi yapacağım? 35 yaşına kadar beni alabilirsiniz diye kimseye söz vermek istemiyorum. Öğrenciyken otuzlu yaşlarında uzmanlık eğitimine başlayan ve sürekli ağlayan nöroloji asistanımız gözümün önüne geldi.

O halde ne. Ne yapacağım ben. Kolukısa olmaz, pratisyenlik olmaz, ilaç firması almazsa, üç kuruş gelirle İstanbul’dan uzakta sinema da yapamadıktan sonra.

Türk Silahlı Kuvvetlerine beni üç yıl alabilirsiniz diye söz mü versem?

Bundan 1 yıl önce anket yapmış, çıkan sonucu uygulamıştım. Gayet de memnunun uyguladığım için. Şimdi ikinci anket geliyor. Yan tarafta. Ne yapmalıyım?

2 yorum:

  1. Tanımadığınız bir insana hayatı hakkında yorumlar yazmak garip olsada.Her insan ,, her olayda her insanda kendini arar kendini konuşur.Bende naçizane size hayatımdan bir çıkarımla cevap vermek istiyorum...bence istanbula gelip , bir ilaç şirketinde iş arayın sonra bu arada tus sınavlarına hazırlanın .Tusu verdikten sonra istanbulda sinemaya devam edebilirsiniz.İstanbul iş tus ve sinemanın birleşeceği tek yer .Hepsi bir arada zor gibi gözüksede 35 yaşında yaşında ağlamaktansa şu yaşta yorulun derim size.35 yaşında ağlayan biri olarak tecrübe ile sabittir diyorum.Anketten daha sağlam bir veridir bir hayat.Umarım herşey gönlünüzce olur.

    YanıtlaSil

2023 - Kalan 6 Ay

Temmuz, on beş ay sonra spor salonlarına döndüğüm ve eğer bir kaza bela olmazsa, nasıl öleceğimi de öğrendiğim ay oldu. Bunun getirdiği duyg...