7 Şubat 2011 Pazartesi
ASKERİ GAZİNO’DA VEDA 29.01.2011 CUMARTESİ
Bütün yıl herkesin ağzına sıçtım, son gün hepsi beni sevsin istedim.
Bir daha gelsem askere, bunların hiçbirini yapmazdım diye geçirdim içimden.
Basit bir sevilme isteğinden fazlası değil belki de, hepimizin hayatlarına sinen.
Son poliklinik hastam: Rıdvan Altun. Teskere Muayenesi.
Son istirahat verdiğim: Tolga Şubatlıoğlu
Tanı: Lumbalji+Servikal Disk Hernisi?
7 gün yatak istirahati uygundur. Arz ederim. 29.01.2011
Elbette yalan.
1990\1 tertiplerin 100’den düşme partisi vardı aynı gece. Yani 360 gündür askerlik yapan Türk gençleri, askeriyede 100 günlerinin kalışını kutluyorlardı. Davet ettikleri tek subaydım. 5 dakika parantezinde de olsa çağırmışlardı. En çok nefret etmeleri gereken adamı. İçeri girdim. Dikkat çekildi. Herkes esas duruşa geçti. Üç kola birden geldi. Pastanın neredeyse tamamı. Birkaç tabak daha başka şeyler. Sandalye çekildi, masa itildi. Yuvarlak oluşturdular. Sırayla kalkıp oynadılar, yer değiştirdiler. Alkış tuttum onlarla. Şarkı değişirken susturdum herkesi. Başladım sümüklü konuşmama.
“Buraya sizin katılış muayenelerinizi yapmak için getirildim. Sonra bir şekilde kaldım. Yani hepimiz aynı gün başladık Bolu’da askerliğe. O yüzden ben de en kral tertip 90/1 gördüm kendimi hep.”
Daha büyük bir şov olamazdı. Alkış kıyamet koptu. Tek istediğim hepsiyle fotoğraf çektirmekti oysa. Arkadaş olmak birkaç karede. Onlar tek tek olsun istediler. Bir sağ kolumun, bir sol kolumun altına girip çıktılar. Ben öyle direk gibi kaldım. Bazıları başlarını göğsüme dayadı. Ne kadar eşek olduğumu hatırlattılar. İstediğimi yapmıştım. Ama işte onlar o kadar da kötü davranmıyorlardı yine de bana.
Yolda duyan revire koştu sonra. Vedalaşmak için.
Aklımda tek bir şey kalmıştı. Hizmet birliğinde çay içenlerin fotoğraflarını hep kıskanmıştım. Çok yeni söylemiştim birine. Söylediğimin ertesi günü beni de davet etmişlerdi ama gurur yapmıştım kendi ağzımla istedim diye, gitmemiştim. Son poliklinik gününde baktığım son hastanın terhis belgelerini imzalama karşılığında, hizmet birliğinden çay istemiştim. Bana bu konuda borçlu kalınsın diye. Elbette duyulmuştu. Gittiğimin haberi ile birleşince kahvaltı fikrini verdi Sertaç Sevimli\Bayburt.
“Yarın sabah erken gitmeyin. Hizmet birliğinde kahvaltı yapalım, çay için.”
Birlikten biri, her sabah Hüseyin Tuncer\Mersin ve Osman’ın menemenini yediğimi biliyor olacak ki; çıkıp çok güzel menemen yaptığını söyledi. Daha ne isteyebilirdim ki.
Günlerdir hazırlandıkları veda partilerinde çocukları eğlenmeye bıraktım. Giderken İlvan Boya\Van 1-2-3 ooo 90’a 1 çekti. Bu, en azından onun beni kabullenişiydi. Kapıya kadar geçirenler ve peşimden partiyi bırakıp revire gelenler. Arayanlar. Saygıda kusur etmeden. Sevgi seli. Gerçek mi?
Resul Yılmaz: “Bir şey duydum, şok oldum komutanım. Hani gitmeyecektiniz?”
“Ama hepiniz bir gün gideceksiniz.”
Kalanların gidenleri.
Vedalaşmaktan bıktım. Bırakıp gitmekten. Kalmak çok daha kolay.
Ve biri: Beni en farklı seveni. Öyle bir bakıyordu ki gözlerimin içine…
“Ölmüyorum” dedim. Sadece yer değiştiriyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2023 - Kalan 6 Ay
Temmuz, on beş ay sonra spor salonlarına döndüğüm ve eğer bir kaza bela olmazsa, nasıl öleceğimi de öğrendiğim ay oldu. Bunun getirdiği duyg...
-
Başlığın bile yeterince şok edici olduğunun farkındayım. Günlerdir arabesk soslu aşk nidalarımı okumaktan sıkılmışsınızdır belki düşüncesiyl...
-
Yasemin Alkaya; bale eğitimi almış, konservatuar mezunu bir tiyatro sanatçısı olarak tanınıyor. Fotomodellik de yapmış ve bir kafe işletiyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder