24 Aralık 2009 Perşembe

WHATEVER WORKS (2009) by WOODY ALLEN ***-


Replik yazma konusunda bir dahi kabul edebileceğimiz Woody Allen yönettiği kırk dördüncü, benim izleme fırsatı bulduğum on birinci yapımında dört film için uzaklaştığı New York’a geri dönüyor ve bence çok iyi yapıyor. Açıkçası Match Point(2005) ile yıllar sonra yeniden herkesin gözdesi olan Allen; bu başarısını Scoop(2006), Cassandra’s Dream(2007) ve Vicky Cristina Barcelona(2008)’da sürdürmeyi başaramadı. Saydığım son üç film içerisinden herkes kendine bir en kötü belirledi ve yönetmene yüklendi. En iyi bildiği coğrafyaya döndüğü söz konusu filmimizde Woody Allen yine en iyi bildiği yerden, diyaloglar üzerinden başlıyor filmine. İlk saniyelerde hiç tanımamamız gerekirken Woody Allen filmlerinden aşina geldiği için kaldığımız yerden izlemeye devam ediyoruz hissi veren bir grup insanın konuşmalarına tanık oluyoruz. Biraz sonra masadan kalkan Boris Yellnikoff adlı yaşlı adam seyircileri(bizi) kastederek yanındakilere ve bize bunun bir film olduğunu hatırlatıyor. Yabancılaştırma efekti denen bu yöntem Whatever Works’te mucizevî bir şekilde filmin içine daha kolay girmemize yarıyor. Evet, bu film Woody Allen sinemasını, Woody Allen’ın egosunu bilenler için yazılmış bir bitirme tezi. Başkarakter Larry David’in bedeninde görünse de baktığımızda hızla konuşan ve hızla bir yerlere yetişmeye çalışan Woody Allen’ı görüyoruz. Evinin önünde bulduğu kız ise hayatı boyunca yönettiği oyuncular, set çalışanları, hayranları gibi. Onun bir dahi olduğuna inanıyorlar. Onun sözlerini tartışmaya bile açmadan kabul edip onun olmadığı ortamlarda bütün güçleriyle dâhilerini savunuyorlar. Film karşısına çıkan her şeyle dalga geçiyor. Yahudilerin küçük penisleri, fotoğraf sanatçıları, entelektüeller, Charles Dickens’ın Great Expectations’u, eşcinsel temalı filmler, ödül törenleri, kendi filmleri ve özünde kendini fazla ciddiye alan her şey ile kafa buluyor. Bütün filmlerinde kullandığı temaları bir potada hızlıca eritiyor. Yönetmenin filmografisine hâkim olmayanlara abartılı ve gerçek dışı gelebilecek ani kırılma noktaları ve karakter gelişimleri sunmaktan çekinmiyor. Bunların hepsini büyük bir zarafet içerisinde ve gerçekten kahkaha attırabilen bir komedi metniyle sunabiliyor. Allen için 2000’li yılların, biz seyirciler için 2009’un en iyi filmlerinden biri. 14 kez en iyi senaryo dalında aday olduğu Oscar’ların ikisini evine götürmemiş olsaydı bu yıl kesinlikle karşısında rakip bulamazdı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

2023 - Kalan 6 Ay

Temmuz, on beş ay sonra spor salonlarına döndüğüm ve eğer bir kaza bela olmazsa, nasıl öleceğimi de öğrendiğim ay oldu. Bunun getirdiği duyg...