23 Ocak 2010 Cumartesi
NEFES: VATAN SAĞOLSUN (2009) by LEVENT SEMERCİ **
Bir yılı aşkın süredir Türk sineması için başarılı sayılabilecek ve filmde yer almayan sahneler içeren fragmanları ile salonları şenlendiren(ben 6 tane saydım) Nefes filmi, iki saatlik süresinin yarısını bu fragman-sever durumunu fetiş konumuna taşıyarak harcıyor. Bir fragmanın başarısı nasıl ki asıl ürünü hile hurdayla da olsa merak ettirebilme becerisi ile ölçülüyorsa, Nefes; gerek sürekli geciken gösterime girme tarihine dek olsun, gerek oturup izlemeye başladığınız ilk saatinde, amacına ulaşmış görünüyor.
Her daim güzel çerçeveler peşinde, dağların dumanını da güneşini de en ufak taşını da başarıyla kullanan sinematografiye eklenen ve herkesi her şeyi ezip geçen baskın ses efektleri sayesinde iyi bir atmosfer yaratılmış.
İkinci yarıda ufak da olsa bir hikâye sunmak zorunda olduğunu düşünen yönetmen; ise, sise, dumana, buluta, doğa olaylarına âşık kamerasını vatan meselesini kişisel hesaplaşmaya indirgemek için kullanıyor.
Duygusal ve içli tiratlar düzen, şair ruhlu erkek karakterler çizen, “nefes” kelimesini milyon kere cümle içinde kullanan, militarist mi anti’si mi belli olmayan nazım şeklindeki senaryo, finalde Atatürk büstü ile ne yapacağını şaşıran asker misali aklındaki askeriye filmi yapma isteği dışında ne yapacağını bilememiş görünüyor.
Nefes; son yarım saatine yayılan ve baştan beri öngördüğümüz karakol baskını sahnelerinde Full Metal Jacket(1987)’ın bütün süresini ayırdığı “askerlerin psikolojisindeki değişmeler” meselesini saniyelere sıkıştırıp tıp dünyasını hayrete düşürecek saçmalıklar sunuyor.
Asker temalı bir film izleyip ona gönülden bağlanmak isteyen seyirciye “Sen uyursan herkes ölür” şeklinde unutulmaz bir replik ve “Benim meskenim dağlardır dağlar” tarzı yürekleri avucuna alıp asla bırakmayacak asker şarkıları dinletmekten başka meziyeti olmayan bu konusuz-meselesiz film şık bir paketin içinden çıkan kokulu tuvalet kâğıdı gibi. Hemen kullanmazsanız özelliği bitecek, kullanırsanız suda eriyip gidecek.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2023 - Kalan 6 Ay
Temmuz, on beş ay sonra spor salonlarına döndüğüm ve eğer bir kaza bela olmazsa, nasıl öleceğimi de öğrendiğim ay oldu. Bunun getirdiği duyg...
-
Başlığın bile yeterince şok edici olduğunun farkındayım. Günlerdir arabesk soslu aşk nidalarımı okumaktan sıkılmışsınızdır belki düşüncesiyl...
-
Yasemin Alkaya; bale eğitimi almış, konservatuar mezunu bir tiyatro sanatçısı olarak tanınıyor. Fotomodellik de yapmış ve bir kafe işletiyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder