19 Mart 2011 Cumartesi
CARRIE GÜNLÜKLERİ – CANDACE BUSHNELL
“Carrie Bradshaw daha fazlasını istediğini bilen bir küçük kasaba kızıydı…”
Hem edebiyat hem televizyon hem de sinema dünyasında başarılı olmuş ancak sonunda tıkanmış bir hikâyenin var olduğu evreni genişletmenin en iyi yolu -eğer bilim kurgu yapmadığınız için paralel gerçeklikleri anlatamıyor ya da zamanda yolculuk yapamıyorsanız- karakterlerinizin okuyucu ya da seyirci ile ilk tanışmalarından önceki hallerini anlatmaya başlamanızdır.
Dünyaca ünlü “Sex and the City” kitabının yazarı Candace Bushnell; “Carrie Günlükleri” ile tam olarak bunu yapıyor. 1998 yılında HBO için Darren Star tarafından beyazcama uyarlanan kitaptan 6 sezon 94 bölümlük bir dizi çıkmış, dizinin yazar-yönetmen kadrosundan Michael Patrick King ise son bölümden dört ve altı yıl sonra iki sinema uyarlamasına imza atmıştı.
Bu süreçte benzer türde kitaplar yazan ve belli bir kitleye ulaşsa da asla Sex and the City günleri kadar parlayamayan Candace Bushnell, geçtiğimiz yıl SATC’nin başkahramanı Carrie Bradshaw’un lisedeki son yılını anlatmaya giriştiği Carrie Günlükleri’ni yayınladı.
Birlikte büyüdüğünüz hatta yaşlandığınız, çok sevdiğiniz, hayatınıza etki etmiş bir karakterin lise yıllarıyla ilgili bilgi alma fikri gerçekten heyecan verici.
Öykü 1980 yılında geçiyor. Carrie’nin çok sevdiği New York’a iki saat mesafede yerleşik kasabasında şekillenen öykü; gençlerin ilk aşklarına, arkadaş mı önemli sevgili mi meselelerine, bekâret maceralarına, çağdaş bireyler olma yolunda hayatlarına giren ilk eşcinsel ile etkileşimlerine ve aile dertlerine değiniyor.
Carrie’nin daha önce ailesinden bahsettiği hiç görülmemiştir. Bu anlamda annesi Mimi ile ilgili bilgi almak, babasıyla, kız kardeşleri Missy ve Dorrit ile tanışmak okuyucuya haz veriyor. Moda ikonu olma yolunda ilk adımını görmek, yazarlık hevesinin izini sürmek, güçlü kişiliğinin şekillenişine şahit olmak paha biçilemez tatlar yaşatıyor. Ancak kitap SATC külliyatına ekleme bir bilgi gösterisi olarak kalmak da istemiyor. Bizi de lise yıllarımıza götürüyor. Günlük tutan bir insansak ne ala fakat tutmamışsak Bushnell; Carrie’nin günlüğü ile bize de lisedeki ilk aşkımızı, yıllar içinde kimlerden nelerden vazgeçemem sanırken arkamızda bıraktığımızı hatırlatıyor. Şimdiki işimizin lisede yaptıklarımız tarafından nasıl da şekillendiğini gösterip bundan sonrası için cesaret veriyor.
“Carrie Günlükleri”, Artemis yayınlarının sık sık üye kazandırdığı genç kızlara yönelik serinin herhangi bir parçası gibi algılanabilir. Kapağı, sloganları ve reklam çalışması bu yönde. Hâlbuki SATC’yi bilen ve Carrie’nin tüm hayatına vakıf olan kişiler için bambaşka bir işlevi var kitabın. Lisedeyken 10 yıl sonra nerede olacağınızı tüm ayrıntılarıyla bilme şansınız olsa ve yine de o yılları yaşıyor olsanız neler olurdu? “Carrie Günlükleri” bugününü çok iyi bildiğimiz bir kadının lise hayatını anlatarak aslında bizi geleceğe götürüyor. Şimdiki yaşamlarımızın şekillendireceği geleceklerimizle ilgili mucizevi pencereler açıyor.
Kitap son cümlesinde SATC hayranlarının kalplerinin daha hızlı atmasını sağlayacak bir yere bağlanıp bitiyor.
“Devamı Haziran 2011’de…”
Artemis Yayınları, 415 sayfa
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2023 - Kalan 6 Ay
Temmuz, on beş ay sonra spor salonlarına döndüğüm ve eğer bir kaza bela olmazsa, nasıl öleceğimi de öğrendiğim ay oldu. Bunun getirdiği duyg...
-
Başlığın bile yeterince şok edici olduğunun farkındayım. Günlerdir arabesk soslu aşk nidalarımı okumaktan sıkılmışsınızdır belki düşüncesiyl...
-
Yasemin Alkaya; bale eğitimi almış, konservatuar mezunu bir tiyatro sanatçısı olarak tanınıyor. Fotomodellik de yapmış ve bir kafe işletiyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder