İnternette hakkında fazla yoruma ulaşılamayan Sahra Su Holiday
Village Spa Otel Fethiye ile ilgili bir şeyler yazmak istiyorum. Belki gitmek
isteyenlere yardımcı olur.
30 Temmuz 2021 girişli 4 gece konakladık. Odamız havuza
açılan Superior Swim Up tipiydi. Gecesi 1022 TL olan bir fiyat/performans
tatili bekliyorduk açıkçası ama bulamadık.
Oda küçücüktü. İki ayrı yatak istememize rağmen bir tane
çift kişilik yatak verildi. Yatağın ikiye ayrılabileceği söylendi ancak gelen
görevli “yatak tek parça” diyerek geri döndü.
Ufacık küvet koyup akıllarınca Hilton banyo gibi yarım perde
koymuşlar. Duş alırken ne kadar dikkat ederseniz edin tüm banyo ıslanıyor.
Tuvalet kağıtları, klozet, her yer, her şey sırılsıklam oluyor duş sırasında.
Şampuan, duş jeli gibi malzemeler asla yenilenmedi. İyi ki
yanımızda götürmüşüz. Ne biteni yenilediler ne de temizlik sırasında boş
kutuları aldılar.
Lavabonun musluğundan su, sızar gibi akıyordu. Tamirat
istedim. Klozet kapağı ikinci gün yere düştü. Bir de onunla uğraştım. Klima zaten
bozuktu. 18 derecede de 30 derecede de aynı havayı veren, fan ayarı yapılamayan
Vestel marka berbat bir cihazdı. Arıza ışıkları yanıyordu. Odaya girdikten
sonra ferahlatması saatler sürüyordu.
İki kişi olmamıza rağmen iki giriş kartı verilmedi. Aynı
anda tek kart tanımlanabiliyormuş. Sürekli birlikte hareket etmek zorunda
kaldık ve biliyoruz ki bu yalan, pekâlâ iki kart tanımlanabilir.
Kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri havuz başındaki ana
restoranda verildi. Pandemi nedeniyle yemekleri görevlilerin vermesi güzel bir
ayrıntıydı ancak restorandaki üç klima yetmediği için sürekli kan ter içinde
yemek yedik ve çok fazla sinek vardı. Öyle ki sinekler tüm yemeklerin de
içindeydi. Defalarca uyarmama rağmen önlem alınmadı. Zaten lezzeti olmayan,
vasatın altı yemekler çıkıyordu, bir de hepsinin üzeri sinek kaplı olunca,
iyice midemiz bulandı. Eğer yemeğinizi alıp havuz başında yemek isterseniz de
arılarla baş etmek zorundasınız. Otelin umurunda değil.
Yemek saati bitmeden çatal bıçak bitiyor, bardak bitiyor.
Asla yetmedi. Son yarım saatte giderseniz çorbanızı çatalla içmek zorunda
kalabilirsiniz.
Tatlılar iğrençti. Her gün aynı, bazen bayat tatlıların
sunulması bir yana hem çeşit çok azdı hem de şeker oranı ve kullanılan gıda
boyalarının iticiliği nedeniyle keyif alamadık.
Kahve berbattı. Kahvesiz yaşayamayan biri olmama rağmen dört
gün kahvesiz kaldım. Leş gibi bir makine kahvesi sunuyorlardı, en kötü
çözünebilir kahve daha iyidir. Çay bazen iyi bazen kötüydü.
Havuzun dibi hep kirliydi. Çok fazla kum vardı. Dört gün
boyunca da temizlenmedi.
Çok rüzgârlı bir bölgede otel. Dağ başı zaten. Yolu yok. Son
1 kilometreyi keçi yolundan, lastik patlamasın diye dua ederek gidiyorsunuz. Büyük
ihtimalle ormanı yok ederek yapılmış bu otel konumu itibariyle epey rüzgârlı ve
güneşlenirken şemsiye kullanmak tam bir eziyet. Sürekli uçuyor plaj şemsiyeleri.
Gün boyu en ucuz yerli alkolle hazırlanan kokteyl alma
şansınız var. Şuruplar elbette Monin değil. Bira ve kola sulandırılmış.
Pipetler plastik.
Yemek aralarında snack bar mevcut. Yine leş gibi sıcağın
altına yerleştirilmiş, sinekten oturulmayan bir konumda. Hot Dog, pizza,
patates ve tavuk kanat mevcut. Hepsi de kötü ve genelde bitmiş oluyordu zaten, otel
tamamen dolu olmamasına rağmen asla yeterli gelmiyordu.
Dondurma saatinde bileği kürdan kadar bir hanım kız
çalışıyor. O kadar zorlanıyor, o kadar tüm vücuduyla dondurma topu oluşturmaya
çalışıyordu ki yiyesim gelmedi, acıdım çektiği eziyete.
Gündüz yalandan bir Dart atma, havalı tüfek gibi
animasyonlar olurken, akşam o da yoktu. Kös kös çay içmece.
Hiç mi iyi bir şey yoktu derseniz… Çalışanlar çok kibardı.
Aksaraylı olduklarını öğrendiğimiz güler yüzlü gençler, ellerinden gelen her
konuda yardımcı oldular. Resepsiyondaki hamile hanımefendi hariç. Yaşadığımız
bir problemi kendince çözdüğünü düşünerek bize “çözdüm işte anlamıyorsunuz”
tavrı yaptı oysa bizim için sonuç değil gidişat önemliydi. Gidişatı defalarca
sormamıza rağmen “sonuçla mutlu olup soru sormayın” diyerek gerildi, biz de
progesteron seviyelerini düşünerek üzerine gitmedik.
İlk gece saat 01.00’de otelin yakınlarında yangın çıktı. Alarmı
duyunca resepsiyonu aradım gerçek mi diye, telefondaki ses “çıksanız iyi olur”
dedi. Bir çıktık ki ortalık mahşer yeri. Ne bir tahliye prosedürü ne de
yönlendirme. Çalışanlar da bizim gibi hazırlıksız yakalandı. Kendimizi 14
kilometre uzaktaki sahile attık sonra da bir pansiyon bulup uyumaya çalıştık. Sabah
bilgi almak için aradığımızda telefonu açanlardan biri “dönmeyin yangın sürüyor”,
diğeri “yangın söndü, gelin” dedi. Eşyalarımızı almak için korka korka
gittiğimizde yangının söndüğünü gördük. Gece boyunca bu misafirler ne yaptı,
bunu nasıl telafi ederiz diyen kimse çıkmadı. Sonuç olarak; tatil özlediğimiz
bir şeydi ve o yüzden her şeye pozitif bakmaya çalıştık ama kimseye asla
tavsiye etmeyeceğim bir otel.
https://www.sahrasuhotel.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder