28 Şubat 2014 Cuma

Şarkı Söyleyen Kadınlar: "Yatak değil, tatak!"




Reha Erdem bu yıl karşımıza iki filmle çıktı. İlki Jîn idi. Dağdan inen Kürt kızı Jîn'in kötü erkeklerle dolu bir coğrafyada büyükannesinin evine ulaşmaya çalışmasını anlatıyordu. Jîn; Kırmızı Başlıklı Kız'ı, tüm erkeklerse hain kurdu temsil ediyordu. "Kadınlar iyi, erkekler kötü" şeklinde özetlenebilecek tek boyutlu karakterleri, pozitif ayrımcılığı eline yüzüne bulaştıran taraf tutuşu ve sorunlu politik söylemleri ile neresinden tutsanız elinizde kalan bir senaryosu vardı. Reha Erdem bu filmiyle hararetli savunucularını bile memnun edemezken, bir yandan da yönetmen kimliğiyle kendi zirvesine ulaşmıştı. Jîn, sesini kapatıp izleseniz bile etkileyiciydi çünkü Erdem görüntüyü yaratan adam olarak başarıya ulaşmıştı. Türk sinemasında görmeyi hayal dahi etmediğimiz kareler çekmiş ve bunları ahenkle bir araya getirmişti. Bunun yazdığı en zayıf senaryoya denk gelmesiyse talihsizlik.

"Şarkı Söyleyen Kadınlar ya da Adem'in Yakarışı" adlı son filminde de Erdem Jîn'de çıktığı zirvede seyrediyor ancak yine sadece görüntüleri yaratan adam olarak. Senaryo yine zayıf, siyasi ve dini referansları problemli. Ancak karşımızda sinemasal dile uzak bir metin olmasına rağmen, Erdem zihninden geçen sahneleri gerçeğe dönüştürmeyi başarıyor. Kâğıttan okunsa deli saçması gelecek yığınla anı göz okşayan sahnelere dönüştürüyor. Yıllardır peşinde koştuğu ritim duygusunu yakalamış, senfoni gibi sunuyor. Binnur Kaya hafif ayağı kaysa karikatüre düşecek, kusursuz canlandırılması neredeyse imkânsız bir karaktere mükemmel şekilde hayat veriyor. Film boyunca adeta incecik bir ipin üzerinde yürüyor ve yolu sendelemeden tamamlıyor. Diğer oyuncu performanslarının bu kadar güçlü olmaması filmin en büyük eksisi. Göze batan her eksik, onların yetersizliği eşliğinde göze batıyor çünkü. 



Jîn için kurduğumuz "kadınlar iyi, erkekler kötü" cümlesi Şarkı Söyleyen Kadınlar için de geçerli. Erdem'in senaryosuna eklediği erkeklerin özellikleri şöyle: Hırsız, dayakçı, sapık, tecavüzcü, tembel, uykucu, başarısız, aşırı öfkeli, kompleksli, işkenceci vb. Kadınlara gelirsek: Çalışkan, becerikli, özverili, anaç, affedici, şifacı, dindar vb. Erdem'in bu kadar tek boyutlu düşünmediğine inanmak istersek bize hararetle bir şeyler anlatmak istediğine ikna olabiliriz. Ancak o noktada da "kör parmağım gözüne" tavrının rahatsız ediciliğini anlamakta zorlanırız.



Yangın sahnesi başlayana dek gördüklerinizden etkilenip "Reha Erdem istediği her şeyi çekebilecek olgunluğa erişmiş bir yönetmen" diye düşünebilirsiniz (Yangın sahnesi maddi imkânsızlığı açık ediyor) ama istediği her sahneyi çekebilecek kadar kendini geliştirmiş bu yerli sinemacının neden fikir uçuşmalarından film yapmaya çalıştığını anlamanız güç.

26 Şubat 2014 Çarşamba

Ev Sineması: Çılgın Hırsız 2, Zamanda Aşk ve Bir Dünya Ki…




Ev Sineması köşemizde bu hafta Oscar adayı Çılgın Hırsız 2, zaman yolculuğu temalı aşk filmi Zamanda Aşk ve seslendirme sanatçılarının dünyasını tanımamıza vesile olan güçlü kadın filmi Bir Dünya Ki… var.

Okumak için tıklayın.

23 Şubat 2014 Pazar

15 ŞUBAT 2014




Son zamanlarda yaşadıklarımı detaylı hatırlamakta zorlanıyorum. Belki hep aynı döngüyü tekrarladığımdan, belki de kendi hayatımdan çok senaristlerin hayal dünyasında yaşadığımdan. Ama İstanbul için inişe geçtiğimiz şu saniyede, liseden mezun olan Carrie Bradshow imajı bana kendi lisemden son çıkışımı hatırlattı. Hem de en ufak detaylarıyla. Arka kapıdan çıkmış, servis garajına dönmüş boşluğa adım atmadan, bir duvarın dibine çekilmiştik. Senin sırtın duvara dönük ve yakın, benim yüzüm her zaman olduğu gibi sana doğruydu. Korktuğumuz günün gelmiş olduğundan bahsediyorduk. Ben ne yapacağımı şaşırmış, o zamanlar gençliğin de verdiği enerjiyle içimde hissettiğim "dünyayı değiştirebilirim" güdüsüne tutunmuş; zamanı durdurmayı deniyordum. Sense her zamanki gibi daha mantıklı ve sakindin. Bunun bir son olmadığını söylemiştin. Belki diğer herkesin ilişkileri için bir sondu okulun son günü ama bizim için yeni bir hayat başlıyordu ve bu hayatın gücü ikimizi ayırmaya yetmezdi. 



Dün doktorculuk oynarken birlikte yemek yediğim 67 doğumlu mutsuz bir adam, "senin yaşında olsaydım, beş trilyon borcum olsaydı" dedi. Ne kastettiğini biliyordum ama ben gerçekten aradaki 16 yılda beş trilyonu ödeyemeyeceğimi düşünüp dileğine mantıklı bakamadım. Büyümek ve parayla yakın ilişki kurmak insanın içini çürüten bir şey. Sıfır borçla bundan 16 yaş genç olmak ister miydim diye sordum kendime. Cevap yine hayır oldu. 14 yaşında olsam yine, yine babam ölecek, yine hayatımın aşkına âşık olacak, yine istediğim okula gidemeyecek ve yine bana sunulan hayatı kabullenmek için acı çekecektim. 30 yaşındayım, o kadar da genç değilim ama hayatımın en sorunsuz dönemindeyim. Arkadaşlarımı arayıp anlatabileceğim bir derdim yok. Bundan vazgeçemem.

Sana dönecek olursak. Sözünü tutmadın. Seni görmeyeli altı yılı geçti. Senaryomdaki gibi on yıl olması gerekecek sanırım. "Gözlerim Bitti"de on yıl sonra karşılaşan âşıklar gibi mi olacağız? Yoksa bir gün öldü diye haberini mi alacağım. Evet, senden çok yaşayacağım.

!f 2014 Günlükleri: Kurtuluş Ordusu, Karanlığı Savuşturmak İçin Bir Büyü, Benim Adım Hmmm…, Peki Şimdi? Hatırlat Bana ve Arzulamanın Zevki


13 Ocak tarihinde başlayan !f İstanbul bugün sona eriyor, filmler Ankara ve İzmir izleyicisiyle buluşmak için yollara düşüyor. Festivalin en çok ses getiren yapımlarından beşi daha Ters Ninja’da!

Okumak için tıklayın.

15 Şubat 2014 Cumartesi

FILTH by JON S. BAIRD (2013) ***-




!f 2014 Günlükleri: Pislik (Filth)
Eğer bir gün "Birleşik Krallık usulü ahlaksızlık üzerine filmler" diye bir başlık oluşursa, Pislik (Filth) üst sıralarda yer alabilir. Küfür, hakaret, aşağılama, alkol, sigara, grafik cinsellik ama illa ki söz konusu coğrafyaya özgü tarzda; Pislik'de bir arada. !f İstanbul Film Festivali programından.

13 Şubat 2014 Perşembe

DALLAS BUYERS CLUB (2013) by JEAN-MARC VALLEE ***




Café de Flore ile yetenekli bir yazar-yönetmen olduğunu kanıtlayan Kanadalı Jean-Marc Vallée, yeni filmi Sınırsızlar Kulübü (Dallas Buyers Club) ile !f İstanbul 2014’ün açılışını yaptı.

Eleştirisi Ters Ninja'da. Okumak için tıklayın.

2023 - Kalan 6 Ay

Temmuz, on beş ay sonra spor salonlarına döndüğüm ve eğer bir kaza bela olmazsa, nasıl öleceğimi de öğrendiğim ay oldu. Bunun getirdiği duyg...