28 Nisan 2010 Çarşamba

UN PROPHETE (2009) by JACQUES AUDIARD ***


Fransa’nın en prestijli sinema ödülü Cesar’a 13 dalda aday olup 9’unu toplayan Yeraltı Peygamberi; Lumiere, London Film Festival, European Film Awards, BAFTA ve Cannes’da da ödüllendirilip okyanus ötesinden Altın Küre adaylığı aldı. Fransa adına Oscar için yarışıp ilk beşe kaldı ancak ödülü kaptırdı.
Dünya çapında böylesi takdir görmüş, ülkemizde de !f İstanbul 2010 kapsamında gösterilen film, altı yıla yayılan bir hapishane öyküsü anlatıyor.
Polis döven başkarakterinin on sekiz yaşını doldurması ile ıslahevinden büyükler ligine transferini göstererek başlıyor yapım ve Korsika mafyasının cinayet işlettirdiği Arap Malik’in yaşamaya başladığı değişimi anlatıyor. Yan karakterler ve ufak hikâyeler sunarken, ana iskeletini sadece Malik’in fiziksel varlığıyla bir tutan film, oldukça uzun süresini inandırıcılığın peşinde harcıyor.
Basit sayılabilecek bir sebepten içeri girip burada ister istemez suçun yollarını keşfeden, doğru adımlar attığı için de yükselen Malik neredeyse sürekli kazanıyor. “40 gün 40 gece” ve kıyafet göndermeleri ile başlayıp “geleceği görme” durumuyla başka bir suçlunun “Peygamber” lakabı takmasına varan Malik’in yükseliş şovu güçlü bir sinema ile aktarılsa da nafile bir çaba gibi duruyor. Pörsümüş bir malzemeyi alıp başarılı görsel fikirler, iyi oyunculuklar ve sabırlı bir anlatımla birleştiren yönetmen her karesinden iddiası okunan filmiyle ne yazık ki bir yere varamıyor. Film, son dönemde iyice sinir bozmaya başlayan bu senaryo yazımındaki çıkışsızlık durumuna yeni bir örnek olmakla kalıyor.
Acele etmeden ve başarılı cümleler kurarak hikâye örmek elbette senaryo yazımı için olmazsa olmaz fakat anlatacak bir şeyiniz yoksa bence kimseyi boşa yormamalısınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

2023 - Kalan 6 Ay

Temmuz, on beş ay sonra spor salonlarına döndüğüm ve eğer bir kaza bela olmazsa, nasıl öleceğimi de öğrendiğim ay oldu. Bunun getirdiği duyg...