6 Mayıs 2010 Perşembe

İBRAHİM


22 Ocak 1998’de bir İbrahim kaybettik. 12 yıl sonra, birazdan, yeni bir İbrahim’imiz olacak.
Eminim ki; zaten sahip olduğumuz İbrahim bizi bırakıp gitmeseydi, hayatımıza başka İbrahim giremezdi. Ablam, üçüncü oğlunu doğuruyor olmazdı. Annem bu doğuma tek başına şehirlerarası otobüs kullanarak gitmezdi. Çünkü babam onu kraliçe gibi yaşatmaya devam ederdi. Ben Şırnak’ın dağlarında tabip asteğmen olarak bulunmazdım. Çünkü doktor olmazdım. Bu yazıyı yazamazdım. Ya da buna benzer başkasını. Belki hiç yazı yazmamış olurdum ömrümce. Çünkü imkânsız bir sevginin peşinde sekiz yıl ağlamamış, evli ve çocuklu birine bu denli bel bağlamamış olurdum. Köylü çirkini sadece çirkin bir köylüden ibaret olurdu. Arkadaşlarımı bile farklı yöntemlerle seçerdim. Başka türlü olurdum. Ablam başka türlü olurdu. Annem başka türlü olurdu. Çevremiz, arabamız, evimiz başka olurdu. Daha kötü ya da iyi, ama başka. Bir erkeğin evinde büyümüş insanlar olurduk. Bir erkeğin hatalarının sonucu. Bir erkeğin koruduğu. Bu kadar küçük yaşta erkek olmaya zorlanmazdık. Ya da bu kadar çok erkeğin erkekliğine takılmazdık.
12 yıl önce babamızı kaybettik. Benim asla oğluma adını vermeyeceğimi söylediğim babamızı. Eski bir isim olduğu için, ölen babanın isminin toruna verilmesi gerekliliğine karşı çıktığım için ama gerçekte ona bizi bırakıp gitmesi nedeniyle çok ama çok kızgın olduğum için.
İbrahim geliyor. Kaybettiğimiz olmadığını biliyorum. Sevip sevmeyeceğimi bilmiyorum. Ama dışarıdaki fırtınaya-kurşunlara-bombalara-sefalete-saçmalığa rağmen içime huzur veriyor.
Bu yazı, anlayacak yaşa geldiğinde nasıl bir aileye doğduğunu anlamlandırabilmen için İbrahim. Eğer olamazsan, ihtimali büyük, neden normal olamadığına sebep bulman için bir başlangıç noktası. Babasının prenses kızıyken bir anda babasız kızlar balosuna gitmek zorunda kalan annenin, paramparça dünyasından sana dokunmaya yeltenmeyen anneannenin ve hiçbir hediyenin verilmediği dayının ve senin adının babasının öyküsünün üstü kapalı özeti.
İyi ki doğdun?

2 yorum:

2023 - Kalan 6 Ay

Temmuz, on beş ay sonra spor salonlarına döndüğüm ve eğer bir kaza bela olmazsa, nasıl öleceğimi de öğrendiğim ay oldu. Bunun getirdiği duyg...