Pelin Esmer'in 19. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nden En İyi Yönetmen, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ve En İyi Görüntü Yönetmeni ödülleriyle dönen "Gözetleme Kulesi" filminin eleştirisini Filmlerim.com için yazdım. Site üzerinden okumak için buraya tıklayın.
Yazının izlemeden okumamanız gereken, sürprizbozan içeren orijinal hali içinse aşağı buyrun:
Yazının izlemeden okumamanız gereken, sürprizbozan içeren orijinal hali içinse aşağı buyrun:
Pelin Esmer'in üçüncü uzun metrajı “Gözetleme Kulesi ilk bakışta tertemiz
görüntüleri, kayda değer işçiliği ve Olgun Şimşek, Menderes Samancılar gibi
oyuncularıyla ilgi çekici bir yapım. Birçok olasılığa gebe açılış sahnesi de
benzer çekiciliğe sahip. Esmer'in yönetmen olarak tercihleri Özgür Eken’in
Kastamonu’nun Tosya ilçesinin güzelliğini ortaya çıkartan kamerasıyla
birleşince film belli bir yere kadar zevkle izleniyor. Gücünü kaybettiği an ise
ne anlattığının ortaya çıkmasına denk düşüyor. Öz dayısının tecavüzüne uğrayıp
gebe kalmış üniversite öğrencisi Seher (Nilay Erdönmez) ailesi duymadan doğum
yapıp bebekten kurtulmak için şehirlerarası yolcu taşıyan bir otobüste hostes
olarak işe girmiş. Eşinin ve çocuğunun ölümüne sebebiyet veren Nihat (Olgun
Şimşek) ise herkesten uzaklaşmak için bekçiliğe başvurmuş ve kendini bir yangın
gözetleme kulesine hapsetmiş. İkilinin yolları kesişiyor ve Yeşilçam ruhu
devreye giriyor.
Esmer’in senaryosunun ve yazdığı karakterlerin tek boyutlu oluşu oyunculara
hareket edecek alan bırakmamış. Mesela Nihat acılarını sessizce yaşamak isteyen
bir adam ama Olgun Şimşek’in karakteri canlandırırken tutunabileceği güçlü bir
duygu yok ortada. Yine Menderes Samancılar patron rolünü güçlendirmek için
sadece kendi yeteneklerinden faydalanmış. 26 yaşındaki ve “Gözetleme Kulesi”
ilk sinema filmi olan Nilay Erdönmez ise rolünün fiziksel gereklilikleri
nedeniyle kendini gösterme konusunda kadronun geri kalanından daha şanslı. Tek
başına doğum sahnesi iyi çekilmiş ama kullanılan üç haftalık iri bebek
nedeniyle sonunda etkisini yitiriyor. Esmer 19. Uluslararası Adana Altın Koza
Film Festivali'nde yapılan galanın ardından gerçekleştirilen söyleşide bu
konudaki eleştirilere "daha ufak bir bebeğe kıyamazdım" şeklinde
yanıt vermişti. Ne kadar profesyonel bir tercih, tartışılır.
Bu ufacık hikâyenin zamanlama açısından ülkemizdeki kürtaj yasasına denk
düşmesi hoş olsa da ensest ve gayrimeşru çocuk konularına getirdiği bakışın
sığlığı üzücü. Kısa sürede duruşunu belli
etmek zorunda bir karakter olarak annenin tepkileri fazla beklendik. Filmin
erkeklerinin kadına bakışı da öyle. Şoförün yanında çalışan kadına hemen
sarkması, patronun bir sorun olduğunu düşündüğü anda aklına ilk gelenin taciz
olması, dayının rahatlığı, Nihat’ın bebeğe ve babanın kız evlada yaklaşımı Türk
erkekleriyle ilgili tam bir klişeler yumağı. “Gözetleme Kulesi” Pelin Esmer’in yazar olarak
kötüye, yönetmen olaraksa ileriye gidişinin göstergesi olarak akıllarda
kalacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder