Ne anlatıyor: Beyazperdeye uyarlanması kolay kitap diye bir şey
yoktur. Zor ve imkânsız vardır. Zorluk kademelidir ve bazen imkânsız denenir.
Suzanne Collins imzalı New York Times Çoksatarı “The Hunger Games/Açlık
Oyunları” üç kitaplık gençlere yönelik bir serinin Eylül 2008 basımı ilk
parçası. Orijinal dilinde de, Türkçede de 384 sayfa yani ortalama uzunlukta.
Başkahramanının ağzından, birinci tekil şahıs kullanılarak yazılmış, kolay
okunan ve akıcı bir metin. Süslü cümlelere, tasvirlere rastlanmıyor. Gerekli
gereksiz değil, ihtiyaç olduğu anlarda bile. Collins heyecanlı bir film izlemiş
ve bize bir an önce anlatması gerekiyormuş gibi davranmış. Geriye dönüşlere,
karakterleri derinleştirecek ikilemlere, sürpriz virajlara yüz vermemiş. Bir
solukta, tatsız tuzsuz okunuyor. Zaten çok satmasının sırrı bu, kendini
okutuyor oluşu. Unutulmaz tek bir olay, akılda kalıcı tek cümle yok içinde.
Sevinç Tezcan Yanar imzalı Pegasus Yayınları’ndan çıkan Türkçe çevirisinin de
katkıda bulunduğu söylenemez. Üstelik çeviride 17. baskıya dek kullanılan –di’li
geçmiş zaman sonrasında değiştirilmiş ve kitap şahken şahbaz olmuş durumda.
Neden izlenmeli: Romanı okuduysanız filmi görmek isteyeceksinizdir.
Nesi eksik: 19 yaşındaki ve Jennifer Lawrence’den beş santimetre
daha kısa olan; “Zathura: A Space Adventure/Zathura: Bir Uzay Macerası”,
“Bridge to Terabithia/Terabithia Köprüsü”, “Journey to the Center of the Earth/Dünyanın
Merkezine Yolculuk” ve “Journey 2: The Mysterious Island/Gizemli Adaya
Yolculuk” gibi çocuklara yönelik filmlerde rol almış Josh Hutcherson berbat
seçim. Romanın ruhu anlaşılmamış. Gary Ross aksiyon sahnelerinde yetersiz
kalmış.
#hergunbirfilm : Sosyal ağ Twitter’da sinema yazarı Cem Altınsaray’ın
başlattığı bir hashtag. Asıl gayesine ek olarak ben kendi blogumda uzun
analizlere girmeden, bugün ne izlesem diye düşünenlere yardımcı olmak amacıyla
başladığım yeni yazı dizisinin başlığı olarak kullanıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder