4 Ağustos 2021 Çarşamba

Sahra Su Holiday Village Spa

İnternette hakkında fazla yoruma ulaşılamayan Sahra Su Holiday Village Spa Otel Fethiye ile ilgili bir şeyler yazmak istiyorum. Belki gitmek isteyenlere yardımcı olur.
 
30 Temmuz 2021 girişli 4 gece konakladık. Odamız havuza açılan Superior Swim Up tipiydi. Gecesi 1022 TL olan bir fiyat/performans tatili bekliyorduk açıkçası ama bulamadık.
 
Oda küçücüktü. İki ayrı yatak istememize rağmen bir tane çift kişilik yatak verildi. Yatağın ikiye ayrılabileceği söylendi ancak gelen görevli “yatak tek parça” diyerek geri döndü.
 
Ufacık küvet koyup akıllarınca Hilton banyo gibi yarım perde koymuşlar. Duş alırken ne kadar dikkat ederseniz edin tüm banyo ıslanıyor. Tuvalet kağıtları, klozet, her yer, her şey sırılsıklam oluyor duş sırasında.
 
Şampuan, duş jeli gibi malzemeler asla yenilenmedi. İyi ki yanımızda götürmüşüz. Ne biteni yenilediler ne de temizlik sırasında boş kutuları aldılar.
 
Lavabonun musluğundan su, sızar gibi akıyordu. Tamirat istedim. Klozet kapağı ikinci gün yere düştü. Bir de onunla uğraştım. Klima zaten bozuktu. 18 derecede de 30 derecede de aynı havayı veren, fan ayarı yapılamayan Vestel marka berbat bir cihazdı. Arıza ışıkları yanıyordu. Odaya girdikten sonra ferahlatması saatler sürüyordu.
 
İki kişi olmamıza rağmen iki giriş kartı verilmedi. Aynı anda tek kart tanımlanabiliyormuş. Sürekli birlikte hareket etmek zorunda kaldık ve biliyoruz ki bu yalan, pekâlâ iki kart tanımlanabilir.
 
Kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri havuz başındaki ana restoranda verildi. Pandemi nedeniyle yemekleri görevlilerin vermesi güzel bir ayrıntıydı ancak restorandaki üç klima yetmediği için sürekli kan ter içinde yemek yedik ve çok fazla sinek vardı. Öyle ki sinekler tüm yemeklerin de içindeydi. Defalarca uyarmama rağmen önlem alınmadı. Zaten lezzeti olmayan, vasatın altı yemekler çıkıyordu, bir de hepsinin üzeri sinek kaplı olunca, iyice midemiz bulandı. Eğer yemeğinizi alıp havuz başında yemek isterseniz de arılarla baş etmek zorundasınız. Otelin umurunda değil.
 
Yemek saati bitmeden çatal bıçak bitiyor, bardak bitiyor. Asla yetmedi. Son yarım saatte giderseniz çorbanızı çatalla içmek zorunda kalabilirsiniz.
 
Tatlılar iğrençti. Her gün aynı, bazen bayat tatlıların sunulması bir yana hem çeşit çok azdı hem de şeker oranı ve kullanılan gıda boyalarının iticiliği nedeniyle keyif alamadık.
 
Kahve berbattı. Kahvesiz yaşayamayan biri olmama rağmen dört gün kahvesiz kaldım. Leş gibi bir makine kahvesi sunuyorlardı, en kötü çözünebilir kahve daha iyidir. Çay bazen iyi bazen kötüydü.
 
Havuzun dibi hep kirliydi. Çok fazla kum vardı. Dört gün boyunca da temizlenmedi.
 
Çok rüzgârlı bir bölgede otel. Dağ başı zaten. Yolu yok. Son 1 kilometreyi keçi yolundan, lastik patlamasın diye dua ederek gidiyorsunuz. Büyük ihtimalle ormanı yok ederek yapılmış bu otel konumu itibariyle epey rüzgârlı ve güneşlenirken şemsiye kullanmak tam bir eziyet. Sürekli uçuyor plaj şemsiyeleri.
 
Gün boyu en ucuz yerli alkolle hazırlanan kokteyl alma şansınız var. Şuruplar elbette Monin değil. Bira ve kola sulandırılmış. Pipetler plastik.
 
Yemek aralarında snack bar mevcut. Yine leş gibi sıcağın altına yerleştirilmiş, sinekten oturulmayan bir konumda. Hot Dog, pizza, patates ve tavuk kanat mevcut. Hepsi de kötü ve genelde bitmiş oluyordu zaten, otel tamamen dolu olmamasına rağmen asla yeterli gelmiyordu.
 
Dondurma saatinde bileği kürdan kadar bir hanım kız çalışıyor. O kadar zorlanıyor, o kadar tüm vücuduyla dondurma topu oluşturmaya çalışıyordu ki yiyesim gelmedi, acıdım çektiği eziyete.
 
Gündüz yalandan bir Dart atma, havalı tüfek gibi animasyonlar olurken, akşam o da yoktu. Kös kös çay içmece.
 
Hiç mi iyi bir şey yoktu derseniz… Çalışanlar çok kibardı. Aksaraylı olduklarını öğrendiğimiz güler yüzlü gençler, ellerinden gelen her konuda yardımcı oldular. Resepsiyondaki hamile hanımefendi hariç. Yaşadığımız bir problemi kendince çözdüğünü düşünerek bize “çözdüm işte anlamıyorsunuz” tavrı yaptı oysa bizim için sonuç değil gidişat önemliydi. Gidişatı defalarca sormamıza rağmen “sonuçla mutlu olup soru sormayın” diyerek gerildi, biz de progesteron seviyelerini düşünerek üzerine gitmedik.
 
İlk gece saat 01.00’de otelin yakınlarında yangın çıktı. Alarmı duyunca resepsiyonu aradım gerçek mi diye, telefondaki ses “çıksanız iyi olur” dedi. Bir çıktık ki ortalık mahşer yeri. Ne bir tahliye prosedürü ne de yönlendirme. Çalışanlar da bizim gibi hazırlıksız yakalandı. Kendimizi 14 kilometre uzaktaki sahile attık sonra da bir pansiyon bulup uyumaya çalıştık. Sabah bilgi almak için aradığımızda telefonu açanlardan biri “dönmeyin yangın sürüyor”, diğeri “yangın söndü, gelin” dedi. Eşyalarımızı almak için korka korka gittiğimizde yangının söndüğünü gördük. Gece boyunca bu misafirler ne yaptı, bunu nasıl telafi ederiz diyen kimse çıkmadı. Sonuç olarak; tatil özlediğimiz bir şeydi ve o yüzden her şeye pozitif bakmaya çalıştık ama kimseye asla tavsiye etmeyeceğim bir otel.
 
https://www.sahrasuhotel.com/

2023 - Kalan 6 Ay

Temmuz, on beş ay sonra spor salonlarına döndüğüm ve eğer bir kaza bela olmazsa, nasıl öleceğimi de öğrendiğim ay oldu. Bunun getirdiği duyg...