Anneler babaların yedekleriymiş. Babam ölünce o kadar üzülmedim ama annem de gidince babamın yokluğunu fark ettim. Belki de bu yüzden insanlar tek başına doğuramıyor. Doğurmak için iki kişi gerekiyor çünkü biri gidince diğerinin çocukların başında bekçi kalması gerekiyor. Sevgililer, kardeşler, dostlar hepsi boş, hepsi boş.
Annemle konuşmayı özlüyorum. Evet, söylediklerimin yarısı gerçeğin onu üzmeyecek versiyonuydu ama yine de onunla konuşmak güzeldi. Mutfakta bir şey hazırlarken, temizlik yaparken ya da tek başına gidilmiş bir Avrupa şehrinin tanıdık gelmeyen sokaklarında saatlerce yürürken onu arardım. Bir kez bile işim var demedi, kapatmak istemedi, anlattıklarımdan sıkılmadı. O da yalnızdı 22 sene önce kocasını kaybettiği için ve en çok konuştuğu insan bendim sanırım. Anlamadığı konuları bile can kulağıyla dinlerdi. Belki de bu yüzden dün gece rüyamda ona Instagram’ın ne olduğunu ve neden reklam vererek para harcadığımı tane tane tüm detaylarıyla anlattım. Söylediklerimin altında başka anlamlar aramayan, sürekli her cümlemi aynı parantez içinde değerlendirmeyen, beni gerçekten dinleyen ve şu hayatta en çok dinlemek istediği kişi olduğum biriyle konuşmayı çok özledim.
Annemi bin bir sebepten özlüyorum. Her gece rüyalarda buluşuyoruz ama sabah yalnız uyanıyorum. Ona kahvaltı hazırlayamıyorum artık. Elinden tutup işe götüremiyorum. Emniyet kemerini takamıyorum. Mutlu olsun diye çırpınamıyorum. Karnını doyuramıyorum artık, banyoya sokup pamuk tenini tertemiz yapamıyorum. Yığınla toprağın ve taş blokların altında çürüyor şu an. Üzerine konacak mermerin sınıfını tartıştığımızın farkında bile değil. 72 yıl yaşıyorsunuz, hık diye gidiyorsunuz, yabancı biri görev icabı sizi son kez yıkayıp 200 liralık beze sarıyor ve artık sizi hatırlayan bir avuç insan dışında hiçbir değeriniz kalmıyor. Maaşlı biri Arapça sözler şakırken başka bir maaşlı, oğlunuzla birlikte sizi az önce açtıkları çukura bırakıp gidiyor. Son dokunduğum yeri ayakları oldu pamuk annemin. Her banyo sonrası kurumasın diye kremlediğim o 35 numara ayakları iki elimle tutup, kendisini hayatta tutamadığım için özür diledim.