Bugün annemsiz geçen 76. gün. Ve annemle babamın evlilik yıldönümü. Orada
kavuştular mı, hiç sanmıyorum. Orası diye bir yere de inanmıyorum,
kavuşulabileceğine de.
Hiç bu kadar
kimsesiz hissetmemiştim.
Yeni bir
aile kurup eskisini unutmamız mı bekleniyor?
O umut dolu
çocuk nerede şimdi?
Yapmam gereken
hiçbir şey yok. Ne kendim ne de başkası için.
Amcamın oğlu mesaj atmış, arayan babamdı benim, açmadın diye sitem ediyor. Babası kutsal bir varlıkmış da ben saygısızlık etmişim gibi. Annemin öldüğünden haberi yok. Ölsün baban. Annen de. Sen de. Herkes ölebilir, sıkıntı yok. Ben dahil.
Aşı bulunmuş diyorlar bir de. Annemi geri getirebilecek mi?
Az önce bir
heyecanla, yıllarca onu kaydeden kamerayı açtım ve gördüm diye sevinçten
ağladım. Karşımda uzanıyordu işte, sol üst köşede saat ve tarih yazıyordu ama
anlamsızdı ne yazdığı. Yatağında bir sağa bir sola devriliyordu görüntüde. Daha
üç ay öncesi. Hayatta. Ayaklarından tutup çukura bırakmamışken henüz bedenini.
Şimdiyse parasını verip yaptırdığım dikdörtgen bir mermeri ziyaret etmem bekleniyor.
Sabah mutlu uyanmadığım için bana bağıran biriyle yaşıyorum bir de üstüne. Çektiklerim yetmezmiş gibi, çocuk yüreği eğliyorum. Komutla çalışan, beni zerre kadar anlamayan bir zihinden medet umuyorum. Ayağa kalkma vakti ne zaman gelecek?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder