12 Şubat 2011 Cumartesi
CHUGYEOGJA (2008) by HONG-JIN NA ***
Ülkemizde 4 Haziran 2010 tarihinde gösterime girerek 2010 yılında vizyona çıkan 247 filmden biri olan 2008 yapımı “Ölümcül Takip” sene sonu değerlendirmelerinde bu sebeple geçtiğimiz yılın en iyi filmlerinden biri olarak gösterilip durdu.
28.Uluslararası İstanbul Film Festivalinde de seyirciyle buluşan Güney Kore yapımı film; Chan-wook Park başyapıtı Oldeuboi(2003) ve Ji-Yeon Kim imzalı Dalkomhan Insaeng(2005) ile kıyaslanarak heyecan yaratmıştı. Bu iki filmin yanından bile geçemediğini en baştan söylemeliyim.
Filmin en büyük meziyeti; bir polisiyeden beklediğiniz (Hollywood tarafından öğretilmiş) her şeyin ilk 40 dakika içinde olup bitmesi. Kurbanla tanışma, afili bir cinayet sahnesi, katilin aranması, yakalanması ve suçunu itiraf etmesi. İngilizce ismiyle “The Chaser” görevini hızla yerine getirip, yapmak istediklerini bundan sonraya saklıyor.
Öncelikle harikulade bir seri katil portresi çizildiğinin hakkını vermeliyiz. Dünyanın en kalabalık şehirlerinden Seul’da yaşayan bebek yüzlü iktidarsız katil, polisler sebebin bu olduğunu yüzüne haykırdıklarında bile daha derin motivasyonları olduğunu ima edip kendini yüceltme çabasına giriyor. Gerçekten deli olup olmadığını bile uzun süre anlayamadığımız adam, film kötülerine pek de nasip olmayan şanslar yakalıyor.
Filmin klişelerden yola çıkan öyküsü şöyle: Teşkilattan kovulunca kadın satmaya başlayan Joong-ho Eom(Yun-seok Kim); ortadan kaybolan kızların ondan kaçtıklarını düşünmektedir. Telefon numaraları üzerinden yaptığı küçük bir sağlama sonucunda bütün kaybolan kızların son buluşmalarının aynı kişiyle olduğunu görür. Bu adamın onları kaçırıp sattığını düşünen Joong-ho; Mi-jin Kim(Yeong-hie Seo) adlı kızı kullanarak adama tuzak kurar. İşler planladığı gibi gitmeyince Mi-jin’in hayatını kurtarmak için koşturmaca başlar.
Seyirciyi kolayca avucuna almak adına bildik notalarla başlayan film, bahsettiğimiz 40 dakikanın sonrasında bir süre afallıyor. Bu; başı sonu belli bir senaryo olmasaydı, gerçek hayatta şimdi ne olurdu sorusunu kovalayan yapım gerçekte olabilecek açmazlara girip sıkıcılaşıyor. İkinci perdesini ayırdığı bu çabayı sistemin çıkmazlarını gösterip anlamlandıran yapım; Seul polisinin beceriksizliğini, kanun kurallarının yetersizliğini ve zeki bir insanın sistemin gediklerini bularak nasıl da istediği gibi kanunsuzca at koşturabileceğini hüzünle gözler önüne seriyor.
Hiçbiri iyi olmayan karakterlerin, iyi olduğunu düşündüğümüz şeyler yaptıklarında dahi motivasyonlarının kötü olması; gördüğümüz her şeyin teknolojiye bulaşmadan üç boyutlu olmasını sağlıyor.
Güney Kore sinemasında sıkça rastladığımız gerçek gibi görünen kavga ve dövüş sahnelerinden az da olsa “Ölümcül Takip” ’te de mevcut. Özellikle bu sahnelerde yönetmen kamerasını olayın tam ortasına dikiyor ve izleyiciyi zorluyor. Yine de aşılı bünyeler fazla etkilenmeyecektir..
Ülkemizde de sıkça başvurulan "bir olayı unutturmak için başka bir olayı gündeme getiren medya-devlet kurumları" olgusu da filme yedirilmiş önemli alt metinlerden biri.
Sonuç olarak Chugyeogja; ilk filmini yöneten Hong-jin Na’nın ustalıkla kotardığı, sık rastlanmayan meziyetlerle dolu, dikkat çekici bir yapım. Yine de “İhtiyar Delikanlı” ya da “Acı Tatlı Hayat” bekleyenleri hayal kırıklığına uğratabilir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2023 - Kalan 6 Ay
Temmuz, on beş ay sonra spor salonlarına döndüğüm ve eğer bir kaza bela olmazsa, nasıl öleceğimi de öğrendiğim ay oldu. Bunun getirdiği duyg...
-
Başlığın bile yeterince şok edici olduğunun farkındayım. Günlerdir arabesk soslu aşk nidalarımı okumaktan sıkılmışsınızdır belki düşüncesiyl...
-
“Carrie Bradshaw daha fazlasını istediğini bilen bir küçük kasaba kızıydı…” Hem edebiyat hem televizyon hem de sinema dünyasında başarılı ol...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder