Tüp’ün, marketten bazı şeyler alması gerekiyordu. En yakın arkadaşını da alıp arabayla şehre indi. Arkadaşı temiz havanın tadını çıkarırken, kendi markete girdi. Siyah ile göz göze geldi. İçinde, daha önce çok az hissettiği bir şey uyandı. Karşısındakinin çirkin olduğu kuşku götürmese de, ondan etkilendi. Siyah, kasaya dayanıp elindeki kâğıda bazı şeyler yazmaya koyuldu. Tüp korktu. “Şimdi bana numarasını mı verecek yoksa?” diye geçti içinden. Bu kadar küçük bir yerleşkede bunu nasıl yapardı! Ya arkadaşı görürse! Neyse ki Siyah, tahmin edildiği gibi davranmadı. Tüp, dışarı çıktı. Arkadaşına elindeki poşetleri verdi ve akrabasının yakınlardaki dükkânına uğramaya karar verdi. Bu güzel pazar sabahında onca yolu gelip de onun her daim neşeli yüzünü görmeden dönmek olmadı. İçeride biraz oyalandı. O sırada en yakın arkadaşının ne yaptığını merak etti. Ayıp olduğunu düşündü. Dışarı tam bir adım attı ki, Siyah karşısında belirdi. “Tanışabilir miyiz?” diye sordu Tüp’e. Tüp, ne yapacağını şaşırdı. “Neden tanışalım” gibi şeyler geveledi. Siyah, kendinden emin bir tavırla “aramızdaki çekimi inkâr edemezsin sanırım” tadında şeyler söyledi ve numarasını yazdığı kâğıdı Tüp’ün eline tutuşturup uzaklaştı.
Tüp, yalnız kalıp düşünecek vakit buldu. Siyah, hoştu. İlginç bir tanışma yöntemiydi. Filmlerdeki gibi. Başkası anlatsa ona inanmazdı ama işte kendi başına gelmişti. Hem de bu kadar ufak bir yerde. “Cesarete bak” diye geçirdi içinden. Ve hakkını vermek istedi. Aradı. Buluştular. Birbirlerinden etkilendiler. Daha sık görüşmeye başladılar. Çok geçmeden Siyah, rengini belli etmeye başladı. Evli olduğunu söyledi. Ve çocuklu. Ona çok az zaman ayırabileceğini söyledi. Çok zengindi. Ve işleri başından aşkındı. Garsoniyeri de vardı. Tüp’e anahtarını verdi. Gidip o evde takılmasını, yemek yapmasını, akşamları buluşmayı teklif etti. Tüp’ün hoşuna gitmese de bunlar, özellikle de evli olması, ilişkiye devam etti. Siyah’ın yanında olmak ona huzur veriyordu. Vücudu sımsıcaktı. Oturmasını kalkmasını biliyor, Tüp’ü el üstünde tutuyordu. Çirkin de olsa, vazgeçilmez bir insan portresi çiziyordu. Hem evliliği de kötü gidiyordu zaten. Ailesiyle sorunları vardı. Hatta boşanma arifesindeydiler. Çocuğu da çok tatlıydı. Beş-altı yaşlarında bir oğlan. En azından onun üzülmemesi için ilişkilerini sürdürmemek istiyordu Tüp ama karşı da koyamıyordu.
Bir gün Siyah’ı kendisine ihanet ederken yakaladı. Teknik olarak yan yana iki vücut gördüğü söylenemez. Daha çok ‘sanal’ bir aldatmaydı bu. Ama zaten başkasını kendiyle aldatan birinden ne bekliyordu ki? Tüp de aldatılıyordu işte. Siyah, inkâr etmedi. Özür diledi. Terk edilmemek için Tüp’ün dizinde ağladı. Tüp onu bırakmasa da ‘başkaları da var mı’ diye içine kuşku düştü ve araştırmaya başladı sevgilisini. Tanıyanlara sordu. Çeşitli yollar denedi. Siyah’ın eski sevgililerinden birine ulaştı. Ondan ve diğer kaynaklardan öğrendikleri şok ediciydi. İsterseniz Tüp’ün ağzından dinleyelim bu kısmı.
“Siyah, bir sekso-manyak. İki ayağının üzerinde yürüyebilen bir hayvan. Kendini çok iyi eğitmiş bir hayvan ama. Oturmasını, kalkmasını bilen, çirkin de olsa cazibe sahibi biri. Kapılmamak mümkün değil. Ama işte öyle bir insan ki. Aynı anda herkesi aldatıyor. Ne yapsın, belki de durduramıyor kendini. Gördüğü her şeye âşık oluyor. Bana âşık olduğuna inanıyorum. Başkalarına da. Zaten cinsellik olsun yeter. Hiçbir şey bulamazsa salatalıkla tatmin olur. Yalanlar söyler. Onunla tanışmamış herkes için ‘Allah korumuş’ diyebilirim. Neler yaptı neler. Üst komşusuyla da yatıyormuş mesela. 1000 km. uzaktan eski sevgilisi gelmişti bir gece mesela. Ne bileyim işte. Ne sen sor, ne ben söyleyeyim. Ailesinin karşısına geçip küfür etmişliği bile var. Tüm servetini de batırdı. Şimdi biraz düzgün bir yaşamı varsa benim sayemde. Taşındığı yeri de, yeni yaşamını da bana borçlu. Gidip ziyaret de etmiştim zaten. Ama işte ne olursa olsun düzelmez. Yürüyen her şeye âşık olur, gördüğü her şeyle sevişir. Canlı olmasına bile gerek yok. Yatağı da çok iyidir zaten. Onca deneyim tabi. Ama işte dikkatsiz sanırım biraz. Cinsel yolla bulaşan bir hastalıktan mustarip.”
Ayrılmışlar. Aradan aylar geçmiş.
Tüp, Siyah’tan sonra kimseyle görüşmeye cesaret edememiş. Siyah ise durmamış tabi. Biriyle tanışmış hemen. Özel biriyle. Cazibesini kullanmış. Tavlamaya yaklaşmış ama başına bir şey gelmiş Siyah’ın. Özel çok üzülmüş. Siyah’ın başını dertten kurtarmak için elinden gelen her şeyi yapmış. Siyah kabul etmemiş. Uzaklara düşmüşler. Özel, beklemeye başlamış. Kaderini beklemeye. Çünkü çok etkilenmiş Siyah’tan. Talihsizliğinin yeni bir durağı gibi görmüş onu. Eğer yeterince bekler, yeterinde dua ederse, Siyah’a kavuşacağını ve birlikte çok mutlu olacaklarını düşünmüş. Bu başlarına gelenin kötü şans olduğuna kanaat getirip, tüm gücüyle Siyah’ın hayaline tutunmuş.
Bu sırada da işi gereği insanlarla tanışmaya devam ediyormuş. Yaratıcılığını gerçek öykülerle birleştiren bir romancıymış Özel. Gider biriyle tanışır, ona hikâyelerini anlattırır ve bundan kendi kurgusunu yaratırmış. Siyah, uzaklara gittiğinden beri boşa yaşadığını düşündüğünden, işe yarar bir şey yapmak için sokağa atmış kendini. İlk gördüğü kişiye mikrofonunu uzatıp, hikâyesini anlatmasını istemiş. Bir parka oturmuşlar. O kişi Tüp imiş. Ve Tüp, Özel’e; Siyah ile olan ilişkisini anlatmış. Her şeyden habersiz. Kim benim Siyah’ımı tanıyabilir düşüncesiyle. Ama işte Özel o sırada ölmüş bitmiş. Zaten ailesinden biri çok hasta olduğu için Siyah’ı 10 gündür arayamıyormuş. Ailesinden en sevdiği kişinin ölüm döşeğinde olması yetmezmiş gibi, bir de kavuşmayı beklediği aşkı Siyah’ın böyle bir insan olduğunu öğrenmiş.
Özel, en yakın dostuna anlatmış bu film gibi hikâyeyi. Dostu ona “Demek ki her şeyde hayır var. Bak, Allah bilir sana neler yapacaktı. İyi ki ayrı düşmüşsünüz. Verilmiş sadakan varmış. Unut artık Siyah’ı” gibi bayat şeyler söylemiş. Özel ise şoktaymış. Ne bok yiyeceğini bilememiş. Bir tarafta çok az tanısa da güvenip sevdiği ve şu an kendisine ihtiyaç duyan Siyah, diğer tarafta acı gerçekler.
Özel, sonunda Siyah’a söz hakkı vermeye karar vermiş. Ne olursa olsun her insanın kendini savunmaya hakkı olduğunu düşünmüş. Siyah’a yemin ettirmiş. Yaşamı boyunca asla ama asla Tüp’ün ona bunları anlattığını dile getirmeyecekmiş Siyah.
Ve Siyah başlamış Özel’e, belki de ilk defa içinden gelenleri anlatmaya…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2023 - Kalan 6 Ay
Temmuz, on beş ay sonra spor salonlarına döndüğüm ve eğer bir kaza bela olmazsa, nasıl öleceğimi de öğrendiğim ay oldu. Bunun getirdiği duyg...
-
Başlığın bile yeterince şok edici olduğunun farkındayım. Günlerdir arabesk soslu aşk nidalarımı okumaktan sıkılmışsınızdır belki düşüncesiyl...
-
“Carrie Bradshaw daha fazlasını istediğini bilen bir küçük kasaba kızıydı…” Hem edebiyat hem televizyon hem de sinema dünyasında başarılı ol...
devamı?
YanıtlaSilDevamı henüz yaşanmadı.
YanıtlaSilbu arada yaşandımı bişeyler :DDD
YanıtlaSilDün yazdım devamını.
YanıtlaSildün yazdım demişsin 15 hazirandaki yazıyla bağ kuramadım
YanıtlaSil