30 Temmuz 2012 Pazartesi

RUNDSKOP (2011) by MICHAEL R. ROSKAM ***


Jacky uzun boylu, iri yarı, sağ gözü diğerinden biraz küçük, burnu eğri, hızlı soluk alıp veren, korkutucu bir adam. Onunla ilk tanışmamız kendinden yaşça büyük ve cılız bir başka adamı tehdit ederken oluyor. Otuzlarını yaşayan ve oldukça formda görünen Jacky, karşısında ağzını bile açmaya korkan yaşlı adamı öldüresiye dövmemek için kendini zor tutuyor. En azından yaşına hürmet göstermesini beklerken seyirci, o bir iki tokat atıp uzaklaşıyor. Belli ki, öfke kontrol bozukluğundan mustarip. Jacky’i odasında, ağzına kadar ampul ve tablet dolu mini buzdolabının önünde görüyoruz sonra. Haplar yutup kendine enjeksiyon yapıyor. Büyük bir hırsla havaya yumruk sallıyor. Sağlığını bozma pahasına vücudunu güçlendirme peşinde. Daha iri, daha güçlü ve kelimenin kötü çağrışımıyla daha erkek olma peşinde.

Michael R. Roskam yazıp yönettiği ilk uzun metraj olan “Rundskop” ile ülkesi Belçika’da büyük başarı kazandıktan sonra Oscar için aday adayı olmuş, yaşanan yarışta ilk beşe kalmayı başarmış ancak ödülü İran’dan gelen güçlü rakibi “Jodaeiye Nader az Simin/Bir Ayrılık”a kaptırmıştı. Şu halde geldiği nokta azımsanacak gibi değil elbette ancak Asghar Farhadi’nin filmi bu kadar iyi olmasa belki de ilk işiyle Oscar kazanmış biri olacaktı. “Rundskop”un büyüsü yönetmenin yarattığı güçlü atmosfere ve başrol oyuncusu 1977 Belçika doğumlu Matthias Schoenaerts’in unutulmaz performansına dayanıyor. Çocukluk travmasını yaşamı boyunca sırtlamak zorunda kalan Jacky’i neredeyse hiç konuşmadan canlandıran Schoenaerts yaşadığımız zamanda erkek olmanın ve duygularını bastırmak zorunda kalmanın kusursuz portresini önümüze seriyor. Performansının tesadüf olmadığını 2012 Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışan ve Marion Cotillard ile başrolü paylaştığı Jacques Audiard imzalı “De rouille et d’os” ile ispatlayan oyuncunun ismini daha sık duymaya başlayacağımıza şüphe yok.

Bir erkeğin kastrasyon sonrası sancılarının tüm yaşamına etkisini sert bir üslupla resmeden “Rundskop” alışılageldik hikâye anlatma tekniklerine yüz vermeyen, etkileyici ve güçlü bir yapım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

2023 - Kalan 6 Ay

Temmuz, on beş ay sonra spor salonlarına döndüğüm ve eğer bir kaza bela olmazsa, nasıl öleceğimi de öğrendiğim ay oldu. Bunun getirdiği duyg...