12 Temmuz 2009 Pazar

DAY 1 (12.07.2009)

Hıncal Uluç “benim vaktim altın, benim vaktim pırlanta ne işim var internette” tadında bir yazı yazmış. İnternetin ne kadar büyüleyici bir şey olduğundan habersiz bir dinozor için edilebilir bir laf ancak bana başka şeyler çağrıştırdığı için minnettarım. Az önce facebook hesabımı dondurdum. Belki bugün uyumadan dayanamayıp tekrar açacağım ancak kapalı olduğu saatler bile yanıma kardır. Kim ne paylaşmış, sevdiğim merak ettiğim insanlar ne yazmış, en son ne zaman internete girmişsin ki demek ki evdesin tarzı casusluklara ayırdığım vakit insanlık dışı. Mesela 31 Temmuz son tarihli kısa film senaryo yarışması için aklıma gelen kendimce “dâhiyane” fikri hakkıyla uygulayamadığım için bir türlü gönderemiyorum. Çünkü ölümüne tembelim. Çünkü aklım fikrim sende.
Seninle ilgili; bir saniye “istemeyi” bırakıp mantıklı olarak düşündüğümde karşıma çok net bir tablo çıkıyor artık. Herhangi bir soru işareti içermeyen, bütün değişkenleri belli bir sonuç. Seni elde ettim. İstediğim gibi değil, istediğim gibi olması da mümkün değil. İkimiz çok iyi dost olduk. Senin en çok güvendiğin, en çok şey paylaştığın, uğruna yapamayacağın çok az şey olan maddi manevi destekleyeceğin en özel ve bir numaralı insanım artık. Bunun için pasif olarak altı, aktif olarak iki buçuk ay uğraştım ve başardım. Fakat bana âşık olmanı, benim için yanmanı istediğimden bir türlü mutlu etmedi bu beni. Acaba başarabilir miyim soruma verdiğin aptalca bilinçsiz cevaplar yüzünden kafam karıştı ve olmayacağını anlayamadığım bir duaya âmin dedim. Bu süreçte kendi hayatımı bir köşeye atıp sadece bu yola baş koydum. Buna kılıflar uydurdum, olmadığım biri gibi davrandım, hiç yapmadığım şeyler yapıp hiç gitmedim yerlere gittim. Aklıma yatırdım, yeni bir ben ilan ettim. Ama bu sabah yaşadığım aydınlanma bana daha fazla yapılabilecek bir şey kalmadığını gösterdi. Ya seni kaçırıp sıkılana kadar zorla yanımda tutacak ve bazı gizemli şeyleri yaşamak uğruna dostluğumuzu ve itibarımı yok edeceğim, ya da let it go. İşte bu nokta; yas tutma ve acı çekme noktası. Bu sürecin facebook hesabımı kapatmaktan kontrolsüz seks yapmaya kadar farklı tezahürleri olacak. Ikına ıkına, ağlaya ağlaya, düşe kalka bunu da aşağacağım elbet. Dostluğuna ihtiyacım olduğuna kendimi inandırıp seni tamamen silmeyeceğim de üstelik.
Zor olacak, pek zor.

ek (21.50) senden vazgeçmeye karar verdiğim ilk gün, ilk "nasılsın diye aradım" aramasını yaparak sınırları zorlasan da; i'm doing well so far.

1 yorum:

  1. hatırlarsan ben de böyle bir dönem yaşamıştım, ve seninkine benzer bir sonuç çıkarmıştım. aşık olacağın kişiyi doğru seçmek, facebook hesabını kapamak ve kontrolsüz seks gibi. ben bi kısmını gerçekleştirdim. ve o kişiye de aydınlanmamı sağladığı için içten içe teşekkür ettim.

    aramıza hoşgeldin...

    YanıtlaSil

2023 - Kalan 6 Ay

Temmuz, on beş ay sonra spor salonlarına döndüğüm ve eğer bir kaza bela olmazsa, nasıl öleceğimi de öğrendiğim ay oldu. Bunun getirdiği duyg...