Bu yaz sevdiğiniz sevmediğiniz herkesin yeni birer albüm çıkardığını fark etmişsinizdir. Ortalama beş bin albüm satılan bir piyasada bu kadar yeni albüm olması düşündürücü.
Alfabetik sırayla gidip Ajda Pekkan’ın Resim’inden başlayalım. Standart bir Serdar Ortaç parçası olan Resim; ilk dinlendiği anda kavrayan ancak kendi içerisinde bile bütünlüğü olmayan ve kalıcı olması imkânsız bir yaz şarkısı. Sizi harekete geçirebilir ancak Ajda’nın hatırına beş gün değil de en fazla bir haftalığına.
Akın’ı hatırlar mısınız bilmem. Bu istediğini yapma özgürlüğüne sahip zengin çocuğu için müzik sadece bir boş durmama meselesi. 90’lı yıllarda pop müziğe olan iştahımızı kullanıp adını öğretmiş olması ne yazık ki yeni albümünü kurtarmaya yetmiyor. Üstelik onda da bir Serdar Ortaç şarkısı var.
Atilla Taş ise bize yeni bir Kırmızılım ya da Ham Çökelek veriyor. Bu kadar eski bir yapıyı, bu kadar rahatsız edici bir ses ile yeniden dinlemek isterseniz buyurun.
Bendeniz bu kez kemik kitlesini bile memnun edememişe benziyor. Keşke birkaç Bendeniz damarı koysaydı da insanlar en azından “Bendeniz yeni kaset çıkarmış” diyecek kadar ilgilenselerdi.
Fatih Ürek üçüncü kez aynı formülü uyguluyor. Dur durak bilmez bir altyapı, oynatan ritimler ve çocukların bile söyleyebilmesi için “söz”den çok “ses” kullanımı ile bu yaz da dinlenecek iki şarkı çıkartabilmiş. “Hadi Hadi” kitlesinin yüzde 60’ı belki ilgilenir ama bence bu son atışı.
Fettah Can başkalarına verdiği tutan sözlerin gazıyla korkunç sesini unutup kendine single yapmış. Yeni bar şarkıcısı albümüyle hediye verilseydi belki ellerinde kalmazdı.
Göksel müthiş gittiği orijinal albüm serisine bayat bir nostalji albümü ile ara veriyor. “Baksana Talihe” dinlenmeye doyulmasa da eskiye karınınız tok ise benim gibi, geçiniz.
Hadise’nin yeni albümü ile ilgili bir şey yazamıyorum çünkü çıkış şarkısındaki kötü Türkçe ile hecelemeyi öğrenen Erasmus öğrencisi okuması beni mahvetti.
Halil Koçak yanına Ajda’yı da alarak Yeditepe Üniversitesi’nin yurdundan bütün Türkiye’ye adını duyurmaya çalıştı ama parçalar her ne kadar belli bir düzeyin üzerinde de olsa karizma ya da olay eksikliğinden midir nedir olmadı.
Hande Yener koca bir albüm yerine “Hayrola” ve “Arsız” diye iki şarkı yapmış gibi davranın. Sadece onları dinleyin, böylece “ah Hande ah” demezsiniz.
Işın Karaca camları çerçeveleri indirmeye gelmiş, Sezen Aksu içermeyen, kendi eski albümlerinin çakması bir şey yapmış.
Kenan Doğulu “ye beni dolce” diye havaya soktuğu Türk pop müziğine bir numara büyük albümünde biraz daha seçici ve konsantre olsa, bazı şarkıları ve bazı sözleri dışarıda bıraksaymış keşke. Sanırım ona iyi bir kurgucu lazım.
Lerzan Mutlu bir kez de olsa dinlenebilecek bir albüm yapmış sonunda. Tebrik ediyorum. Ama unutmayın, bir kez.
Mine, Hande Yener çakması laflarına çok kızıyormuş. Keşke çakacak kadar olabilseymiş.
Nalan’ın albümü biraz eskidi bile artık ama kadının bütün gıcıklığına rağmen bazı anları keyifli bir albüm.
Nilüfer öyle bir şarkı yapmış ki “Unutmadım” diye, Kayahan bile kıskanır. Mete Özgencil destekli albüm zamanla bir yere oturacaktır ama bu kalabalıkta sesi ne kadar çıkar bilmem.
Petek Dinçöz; bir Sezen Aksu şakası olan albümüyle bizi bizden aldı. Yeter artık şu kızla kafa bulmayın.
Salim, Okan Bayülgen desteği ile sesini duyurmuş ve bazı Recep İvediklerin zil sesi olmayı başarsa da İsmail YK’nın popülaritesine yaklaşamaz.
Sertab Erener güzel bir A2 şarkısı yapmış. Sözleri kartonete yazmış, klipte ekrandan geçirmiş gözümüze sokuyor ama A1 yoksa başarı yoktur. Painted On Water’ını henüz dinlemedim ama Demir Demirkan varsa ben yokum zaten.
Sezen Aksu ise bir kez daha başkalarına verdiği şarkıları nasıl okuyamadığını göstermiş. Albümleri toplatıp Kibir ve Çakkıdı’yı silmeli, edindiği bütün serveti bu şarkıları bu kadar kötü söylediğini unutturma yolunda harcamalı. Sezen Aksu artık sadece şarkının düzenlemesi kadar iyi.
Sibel Can bir gün alışverişe çıkmış. Gördüğü her ünlüden bir şarkı almış. Fotoğraf bile çektirmeden de alışveriş sepetini önümüze atmış. Tarkan eğer kendine de böyle şarkılar yapıyorsa sakın karşımıza çıkmasın. Serdar Ortaç yine beş gün dinlenir. Gerisi hikaye.
Teoman kendini tekrar etmiş, tekrar.
Yalın Speed Racer imajına yanaklarını eklemiş ve çocuk şarkıları söylemiş.
Yıldız Tilbe bitmiş, okeye dönüyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2023 - Kalan 6 Ay
Temmuz, on beş ay sonra spor salonlarına döndüğüm ve eğer bir kaza bela olmazsa, nasıl öleceğimi de öğrendiğim ay oldu. Bunun getirdiği duyg...
-
Başlığın bile yeterince şok edici olduğunun farkındayım. Günlerdir arabesk soslu aşk nidalarımı okumaktan sıkılmışsınızdır belki düşüncesiyl...
-
“Carrie Bradshaw daha fazlasını istediğini bilen bir küçük kasaba kızıydı…” Hem edebiyat hem televizyon hem de sinema dünyasında başarılı ol...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder